Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11727 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4084 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MALATYA 4. ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2012/82-2013/404Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştirY A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davacının kendi aboneliğinden öncesine ait borçların idarece kendisinden talep edildiğini, ancak bu borca ilişkin tahakkuk ettirilen faturadan sorumlu olmadığını belirterek, borçlu olmadığının tespitini istemiştir.Davalı vekili cevabında, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının 27.524,86 TL borçlu bulunmadığının tespitine ve dava konusu edilen miktarın %20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, İİK.nun 72/5 fıkrası uyarınca; borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı gibi, davalı alacaklının icra takibinde haksız çıkması, böyle bir tazminatın kendisinden tahsiline karar verilebilmesi için tekbaşına yeterli değildir. Ayrıca ve özellikle icra takibine girişmesinde kötüniyetli olduğunun da davacı borçlu tarafından ispatlanması gerekir. Somut olayda, davacının açtığı menfi tespit davasından önce veya dava sırasında davacıya (borçlu) karşı bir icra takibi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması halinde ayrıca borçlu lehine tazminata hükmedilemeyeceği, İİK.nun 72/5.maddesinin uygulanmasının somut olaya uygun düşmediği gözetilmeden %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.