MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesi ile; davacıların, davaya konu taşınmaz Hazine adına kayıtlı iken üzerine ağaçlar dikip yetiştirdiklerini; davalının, yeri Hazineden satın aldığını, satış şartnamesinde ağaçların işgalciye ait olduğunun belirtildiğini, davalının yalnızca taşınmazın değerini ödediğini, ağaçlar nedeni ile sebepsiz zenginleştiğini, gerçek zararın hesaplanması gerektiğini ileri sürerek; 20.000.00.- TL tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Davacılar vekili,18/03/2014 tarihinde talep sonucunu 83.240.00.- TL'ye ıslah etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın zamanaşımına uğradığını, esastan da reddinin gerektiğini belirtmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 46.005.00.- TL nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Somut olayda; mülkiyeti hazineye ait olan davaya konu taşınmazın ihale satış şartnamesinde; “ üzerinde işgalciye ait narenciye ağaçları bulunduğu” belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamından, davacıların, dava dışı hazineye ait taşınmaza ağaçlar diktiği, davalının ise taşınmazın kuru mülkiyet bedelini hazineye ödediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıların diktiği ağaçlar yönünden davalının sebepsiz zenginleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu ağaçlarla ilgili olarak, davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.TMK.723.maddesine dayanan hak şahsi hak niteliğinde olup, önceki malikine karşı ileri sürülebilir ve taşınmazı alan malike karşı anılan maddeye dayanılarak talepte bulunulamaz. Buna göre, davacıların, hazineye ait araziye diktiği meyve ağaçları yönünden bunların mülkiyetini kazanan davalının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile yükümlü olduğu kabul edilmeli, BK.61 ve devamı ( TBK 77 . madde ) hükümleri uyarınca davalının zenginleştiği miktarın iadesine karar verilmelidir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; ağaçların getireceği gelir esas alınarak hesaplama yapılmıştır . Bu yöntem yukarıda anılan ilkelere uygun olmadığından anılan bilirkişi kurulu raporu hükme dayanak alınacak nitelikte değildir. Zira, sebepsiz zenginleşme miktarı; davalının, davaya konu taşınmazı satın aldığı tarih itibari ile taşınmazın üzerindeki ağaçlar ile birlikte toplam değeri ile taşınmazın üzerinde ağaçlar olmasa idi edeceği değeri arasındaki fark kadardır.Mahkemece yapılacak iş; davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın anılan ilkelere göre uzman bilirkişi kuruluna hesaplatılmasından ve sonucuna uygun karar verilmesinden ibarettir .SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.