Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11675 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15198 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde,müvekkili şirketin davalı aleyhine ödenmeyen elektrik bedelinin tahsili için ... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/1776 Esas sayılı dosyası ile 15.714.98 TL toplam alacak miktarı üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalının düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiğini, itirazın yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %40 dan az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; ... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/1776 Esas sayılı takip dosyası ile 377140 nolu abone elektrik borcu için takip başlatıldığını,davacı kurum ile aralarında herhangi bir elektrik aboneliği sözleşmesi olmadığını,bahse konu işyerinde 05.01.2002 -04.10.2002 tarihleri arasında faaliyetinin bulunduğunu,ancak takibin kendisinin faaliyette bulunduğu dönemi kapsamadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.HUMK'nun 275 ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir. (HMK md.266 vd.) Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir. Dava konusu olayda; her ne kadar bilirkişi görüşüne başvurulmuş ise de; mahkemenin hükmüne esas aldığı raporu düzenleyen bilirkişi serbest muhasebeci mali müşavir olup, uyuşmazlık konusunda uzman olmadığından, raporuna itibar edilemez.O halde mahkemece; bu konuda uzman elektrik veya elektrik elektronik mühendisi olan bilirkişi veya bilirkişi kurulundan davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin ilgili kanun, yönetmelik ve tarife uyarınca hesaplanması için rapor alınması, davalının sorumlu tutulabileceği elektrik bedelinin duraksamasız belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bununla birlikte, davalı taraf, kullanılan elektrik ile bir bağlantısının olmadığını, abone olmadığını, bahse konu işyerinde 05.01.2002 -04.10.2002 tarihleri arasında faaliyette bulunduğunu belirtmiştir. Celbolunan vergi levhasından davalının 05.01.2002 -04.10.2002 tarihleri arasında dava konusu ....cad., No:7/c,... adresinde faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır . Ancak yargılama sırasında dava konusu tahakkukların yapıldığı işyerinde kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu diğer ilgili kurumlardan araştırılmamıştır.Hal böyle olunca,mahkemece ilgi aboneliğe ait ödenmeyen geçmiş dönem borçlarının bulunduğu tarihlerde.... cad., No:7/c,.... adresinde davalının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunmuş ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, faaliyette bulunduğu tarihin tespitinden sonra dosyanın bilirkişiye tevdii ile faaliyette bulunduğu süre dikkate alınarak ilgili kanun, yönetmelik ve tarife uyarınca davalının sorumlu tutulacağı miktarın denetime elverişli rapor alınarak tespiti gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.