Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11640 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9197 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak; davacı eş için aylık 3.000 TL, 1999 doğumlu müşterek çocuk için 2.000 TL olmak üzere toplam 5.000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, ayrı yaşamakta davalının bir kusuru olmadığını, davalının aile şirketinde satış ve pazarlama görevlisi olarak çalıştığını, şirket müdürü veya yönetim kurulu üyesi olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 500 TL, müşterek çocuk için 300 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK.md.186/son).Dosyada taraflar hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, babasının evinde oturduğu, geçimini babasının sağladığı tespit edilmiş, davalının ise esnaf olduğu, aylık 4.000 TL kazandığı tespit edilmiştir. Davalının işyeri yazısında aylık maaşının 4.329,79 TL olduğu bildirilmiştir. Dinlenen davacı tanıkları tarafların bir arada iken lüks bir hayat yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Nafaka takdirinde, davacının istemin tedbir nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, tüm dosya kapsamı, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tesbit edilen mevcut gelir durumuna göre mahkemece takdir edilen nafaka miktarları az olup, Türk Medeni Kanununun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.