MAHKEMESİ : DERİNKUYU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2014NUMARASI : 2013/119-2014/157Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacı ile davalının Nevşehir Aile Mahkemesi'nin 2012/133 E. 2012/214 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, tarafların evli oldukları 2003 yılında, dava dışı 3.kişinin, müvekkiline ödemesi gerekli 17.740,00 TL'yi, o dönemde müvekkili yurt dışında olduğu için davalı eşine teslim ettiğini, ancak tarafların boşanmış olmalarına karşın davalının bu parayı halen davacı müvekkiline iade etmediğini belirterek, 17.740,00 TL alacağın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar davacı tarafça dava dilekçesinde, açmış oldukları dava ile ilgili olarak "itirazın iptali davası" nitelendirmesi yapmamış ise de, açılan davanın teknik anlamda itirazın iptali davası olduğu ve 1 yıllık yasal süre geçtikten sonra açılmış olan davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının iddialarını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirtilen tarihte tarafların evli olduğunu ve davacının yurt dışında bulunması sebebiyle ev hanımı olan müvekkilinin bu parayı kendinin ve çocuklarının geçimi için harcadığını, evlilik birliği içerisinde harcanan paralarla ilgili olarak eşlerin birbirlerinden alacaklı olmayacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı vekili duruşmadaki beyanında ise; davacı tarafın müvekkili davalı hakkında Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2012/301 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapmış olduğunu beyan etmiştir.Mahkemece; Derinkuyu İcra Müdürlüğünün 2012/301 esas sayılı dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine aynı belgeye ve aynı alacağa ilişkin icra takibi başlatıldığı ,davalı tarafın 27.08.2012 tarihinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine ,Derinkuyu İcra Müdürlüğünün 03.09.2012 tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın 06.09.2012 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, bu suretle açılan davanın teknik olarak itirazın iptali davası niteliğinde olduğu ancak davanın İ.İ.K 67 maddesinde öngörülen 1 yıllık süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İtirazın iptali davası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67/1. Maddesinde; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" şeklinde düzenlenmiştir. Yasaya göre itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan dava teknik anlamda bir itirazın iptali davasıdır ve bu davanın kazanılması ile alacaklı, itiraz üzerine durmuş olan takibe devam edilmesini isteyebilir ve ayrıca icra inkar tazminatı talep edebilir.Bununla birlikte borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilen alacaklı, bir yıllık yasal süre içinde itirazın iptali davası açmazsa, yaptığı ilamsız takip düşer. Fakat, İİK'nın 67/4. maddesine göre, bir yıllık süreyi geçiren alacaklının, genel hükümlere göre alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Buna göre, alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece alacaklı, genel hükümler çerçevesinde açacağı bir eda davası ile alacağının tahsilini talep edebilir.Dosyada mevcut, Derinkuyu İcra Müdürlüğü'nün 2012/301 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalıya aleyhine, aynı alacağa ilişkin ve aynı belgeye dayalı olarak ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin 03.09.2012 tarihinde durdurulmasına karar verildiği ve bu kararın davacı (alacaklı) vekiline 06.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği, yine bu aşamadan sonra icra dosyasının takipsiz bırakılması sebebi ile İİK'nın 78. maddesi gereğince 30.12.2013 tarihinde işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.Bir davada, maddi olayları açıklamak taraflara, dasyanın hukuki nitelendirmeyi yapıp, kanun maddelerini uygulamak hakime ait bir görevdir.Somut olayda; davacı taraf, yapmış olduğu icra takibinde borçlunun itirazının kendisine tebliğinde itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra ve bu icra takibi ile bağlı olmaksızın genel hükümle çerçevesinde açmış olduğu iş bu dava ile alacak talebinde bulunmaktadır. Kaldı ki davacı vekili gerek dava dilekçesinde gerek aşamalardaki beyan ve dilekçelerinde, dava dışı 3. kişi tarafından kendisine ödenmesi gereken ancak ödeme tarihinde yurt dışında olduğu için,davalıya belge karşılığı teslim edilen paranın iadesi için açmış oldukları bu davanın, itirazın iptali davası değil, genel hükümler çerçevesinde açılan bir alacak davası olduğunu belirtmiştir. Buna karşın mahkemece, dava; İİK.'nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olarak nitelendirilmiş, bu çerçevede inceleme ve araştırma yapılarak hüküm tesis edilmiştir. Oysa, dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava; İİK.'nun 67.maddesine dayalı bir itirazın iptali davası olmayıp, genel hükümlere göre açılmış bir alacak davasıdır. Mahkemece, bu çerçevede, bir inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.