MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 25/11/2014NUMARASI : 2014/281-2014/854Taraflar arasındaki tedbir nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde, davacı lehine İstanbul 4.Aile Mahkemesinin 2011/712 Esas sayılı kararı ile aylık 300 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, davalının açtığı boşanma davasının İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesinin 2012/741 Esas sayılı kararı ile reddedildiğini, hükmedilen tedbir nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, nafakanın aylık 600TL'ye yükseltilmesine ve yıllık arttırım oranının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile tedbir nafakasının aylık 325 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 186/3.maddesinde; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında katılacağı ifade edilmiş, 197/2.maddesinde de; birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır, denilmiştir.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı (koca) evlilik birliğinin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.186/son) davacı (kadının) belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin davacı kocadan fazla bile olması davalı kocaya ortak giderlere (elektrik,su,telefon, yakıt, kira parası vs.) katılma yükümlülüğünden tamamen kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir.Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Somut olayda, tarafların yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davalının emekli öğretmen olduğu,1.754 TL emekli maaşı aldığı, davacının ise, ev hanımı olduğu, artırım davasının yaklaşık 1 yıl 8 ay sonra açıldığı anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasındaki süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı düşük olup, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.