Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1157 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13393 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2008/10-2014/124Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda yerel mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20.01.2015 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av.G.. C.. geldi. davalı Vekili Av.A.. A..geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra davanın incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davalı elektrik idaresi tarafından müvekkili olan davacı hakkında 3 ayrı tutanak ile kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, toplam 233.627 TL kaçak bedelinin tahsilinin talep edildiğini, davalının, davacı tarafından 2005 yılında yapılan uyarılara rağmen 2007 yılında abonelik tesis ettiğini, bir yıla tekabül eden elektrik tüketim bedelinin 25.000 TL civarında olduğunu, bu bedelin de ödendiğini, davalının talep ettiği elektrik bedelinden 25.000 TL'nin mahsubu neticesinde 208.627 TL elektrik bedelinden sorumlu olmadıklarını beyan ederek, bu miktar için davacının talep eden alacaktan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı elektrik idaresi savunmasında; dava konusu bloklarda aboneliğin yapılmaya başlandığı tarihin 2000 olup, davacı tarafın 2005 yılında abonelik tesisi için değil, trafoların bakımı hususunda dilekçe verdiklerini, yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dahili davalılar ise savunmalarında; olayda kusurlarının bulunmadığını, davacının varsa kaçak elektrik kullanımından kendisinin sorumlu olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 182.931 TL'den sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Dava kaçak elektrik kullanımından kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.Dosyada mevcut ve davaya dayanak teşkil eden, 03.04.2007 tarihli ve 105818 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağında "...herhangi bir sayaçtan geçmeden, sayaçsız olarak tüketim yapıldığı..."; 03.04.2007 tarihli 103865 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağında "...ölçü hücresi mühürsüz olup, mevcut sayacın kurum kayıtlarında olmadığı, abonesiz olarak tüketim yaptığı ve mevcut sayacın eksik tüketim kaydettiği..." ve 03.04.2007 tarihli 103863 sayılı kaçak elektrik tespit tutanağında ise "...ölçü hücresi mühürsüz olup, mevcut sayacın kurum kayıtlarında bulunmadığı, abonesiz olarak tüketim yapıldığı, ayrıca mevcut sayacın tüketim kaydetmediği..." hususlarının tespit edildiği görülmüştür.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri yönetmeliğinin kaçak elektrik tüketimine ilişkin 13/a maddesi "Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilir." hükmünü içermektedir.Aynı yönetmeliğin 15. maddesi; kaçak elektrik tespitinin, süresinin tüketim miktarı hesaplamasının ve tahakkukun nasıl yapılacağını açıklamıştır. Buna göre, kaçak elektrik kullanım süresinin belirlenmesi ve tüketim hesaplanması, kaçak tarihinde yürürlükte bulunan kurul kararına göre yapılması gerekir. Buna göre, EPMH. Yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına ilişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddelerinde, kaçak elektrik tüketim bedelinin saptanması gerekir.Tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirildiğinde davalının eylemi tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, davacının eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve anılan yönetmelik hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesaplaması yapılması gerektiği kuşkusuzdur.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri yönetmeliği madde 15 ve yönetmeliğin atıf yaptığı EPDK tarafından yayınlanan Kaçak ve İsulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1-C maddeleri uyarınca taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir değerlendirme yapılmamıştır.Hükme dayanak söz konusu bilirkişi raporunda; ilgi yönetmelik ve EPDK kararındaki soyut ilkelerin tekrarı ile yetinilmiş, kaçak tüketime esas gün sayısına, çalışma sürelerine ve hesaplamada değerlendirmeye alınan kurulu güce ilişkin bilirkişi raporunda somut bir açıklama yapılmamıştır.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosya başka bir uzman bilirkişiye verilerek, bilirkişiden davalı tarafından istenebilecek kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik hükümlerine göre, yayınlanan Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin Usul ve Esaslar başlıklı 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı EPDK kararında belirtilen usul ve esaslara göre yeniden hesaplanması için taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması sonusu yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştr.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.