Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11544 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9685 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında 13.07.2011 tarihli irtifak hakkı sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile mülkiyeti davalı belediyeye ait 1 parselde kayıtlı 3453,50 m²’lik taşınmaz (arsa) üzerine davacı şirket tarafından hastane yapılması ve hastanenin 29 yıl işletilmesi ve sonrası devri için arsanın davacıya tahsis edildiğini, ancak hastane inşaatına başlanması için projelerin, diğer işlemlerin yapılması ve onaylanmasının gerektiğini,...Bakanlığınca hastane ruhsatının süresinin Ekim 2012’de dolacağının bildirildiğini, bu süre içerisinde bu işlemlerin, inşaatın yapılıp tamamlanmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenlerle davacı şirket tarafından projenin gerçekleştirilmesi olanağının bulunmadığından sözleşmenin feshedildiğini, fesih bildiriminin (ihtarının) davacı tarafından davalıya iletildiğini ve fesih bildirimi ile birlikte ilk yıl için davalıya ödenen 235.200 TL irtifak bedelinin, davalı adına irad kaydedilen 14.500 TL’lik teminat mektubunun iade edilmesinin istendiğini, davalı tarafından bu taleplerinin kabul edilmediğini, sözleşmeye göre irtifak hakkının tapuya tescili gerekirken, tescil edilmediğini, dolayısıyla irtifak sözleşmesinin yerine getirilmediğini, bu nedenle tarafların aldıklarını iade etmeleri gerektiği ileri sürülerek, davalıya ödenen ilk yıl irtifak bedeli 235.200 TL’nin istirdadı ile davalı adına irat kaydedilen 14.500 TL'lik teminat mektubunun iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevabında; dava konusu ödemelerin davacı tarafından sözleşme hükümlerine göre yapıldığını, haksız bir tahsilatın bulunmadığını sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğini davacıya borçlu olmadıklarını, üstelik sözleşmenin 14/3 fıkrasına göre davalı ... taşınmazı üzerinde yapılması öngörülen yatırımın gerçekleştirilmeyen kısmın cari yıl maliyet bedelinin %3’ü oranında tazminat alınacağının belirtildiğini bu nedenle davalı belediyenin 77.578 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, taraflar arasında 13.07.2011 tarihinde İrtifak Hakkı Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 5.maddesinde; “taşınmazın hak lehtarına ya da temsilcisine tesliminden itibaren 1 ay içinde ruhsatının alınarak inşaata başlanacağı ve inşaatın en geç 15 ay içinde bitirileceği”, 6.maddesinde; “ilk yıl irtifak hakkı bedelinin 235.200,00 TL olduğu, bu bedelin, ihalenin onaylanmasına ilişkin kararın müşteriye tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde peşin olarak ödeneceği, müteakip yıllar irtifak hakkı bedelinin ise sözleşme yıl dönümünü izleyen ayın en geç 5.gününe kadar peşin olarak ödeneceği”, 14.maddenin 1.fıkrasında; “irtifak hakkının, sürenin bitimi ile sona ereceği, ayrıca, sözleşme hükümlerine aykırı davranılması, taşınmazın sözleşmede öngörülen amaç dışında kullanılması veya hak lehtarı tarafından talep edilmesi halinde irtifak hakkının idarece iptal edileceği, bu durumda, alınan teminatların belediyeye gelir kaydedileceği”, 3.fıkrasında; “irtifak hakkı süresi sona ermeden hak lehtarının faaliyetini durdurması veya irtifak hakkı sözleşmesinin iptaline neden olması halinde, iptal tarihine kadar olan irtifak hakkı bedeli ile hasılat payının tahsil edileceğinin" kararlaştırıldığını, ihalenin 04.07.2011 tarihinde onaylandığını, dava konusu taşınmazın yer tesliminin 13.07.2011 tarihinde yapıldığını, aynı tarihte de irtifak hakkı bedelinin davacı tarafça davalı adına yatırıldığı, davacının sözleşmenin 5.maddesindeki edimlerini yerine getirmediğinden feshinin haksız olduğu, bu nedenle davacı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından istirdat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kural olarak; sözleşmenin tarafları, özgür iradeleriyle anlaşarak sözleşmeyi istedikleri zaman fesh edebilirler ya da değiştirebilirler, bu nedenle sözleşmeyi yapmış olan her iki yanında bu konuda anlaşmaları gerekir. Taraflardan yanlızca biri, ortada haklı bir neden yokken kendiliğinden sözleşmeyi feshedemez ya da değiştiremez. Taraflardan birisi sözleşmeyi haksız olarak fesh ederse karşı tarafın zararlarını tazmin ile yükümlü olur. Oluş ve kabule göre, dava konusu yerin yer teslimi 13.07.2011 tarihinde yapılmış, sözleşmenin 5.maddesine göre inşaata başlama ve bitirme yükümlülüğü davacıya ait olup, davacı bu edimini yerine getirmediğinden 23.11.2011 tarihinde henüz sözleşme süresi dolmadan davacı tarafından tek taraflı haksız feshedilmiştir. Bu haksız fesih nedeniyle davalı idare ancak yer teslimi ve fesih tarihleri olan 13.07.2011-23.11.2011 tarihleri arasında dava konusu taşınmazın (arsanın) kullanılamamasından dolayı 4 ay 10 günlük süre için oluşan zararını isteyebilir. Davacı taraf bu 4 ay 10 günlük zarardan sorumlu olup, davalı, erken fesih nedeniyle ilerideki ilk yıl irtifak hakkı bedelini isteyemeyecektir.Ayrıca davalı zararının bulunduğunu belirtilmiş olup, bu zararının nelerden ibaret olduğu ilgili 1086 sayılı HUMK.nun 75/2, 179 ve 6100 sayılı HMK.nun 27 ve 31.maddeleri gereği açıklattırma yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.Davanın 14.500 TL’lik teminat mektubunun iadesine yönelik kısmı yönünden ise, davacının haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 14/1.maddesine göre teminat mektubu davalı belediyeye gelir kaydedildiğinden bu bedele yönelik red kararında isabetsizlik yoktur.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.