Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11526 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4216 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANTALYA 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 17/09/2013NUMARASI : 2012/423-2013/260Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacı şirketin fide işletmeciliği yaptığını ve tarımsal sulama abonesi olduğunu, bu aboneliğine ilişkin olarak gelen elektrik faturalarının fahiş olduğunu beyan ederek, ödediği 37.951 TL elektrik bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile, alacağın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dava konusu olayda, davacıya ait sera tarımsal amaçlı bir tesis olup, davacı şirket tarımsal sulama abonesidir. Bu nedenle de, bu tesiste kullanılan elektriğin ticarethane tarifesi üzerinden fiatlandırılması mümkün görülmediğinden, mahkemece verilen kabul kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak; taraflar birlikte ifa günü belirlememiş iseler muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur.(BK. 101/1.maddesi)O halde; zenginleşen ister iyiniyetli, ister kötüniyetli olsun kendisinden iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılması olanaklı değildir. Sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak talebinde de gecikme faizi yürütülebilmesi için borçlunun yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiğinden iade talebinde bulunulmasından itibaren temerrüt faizi işleyecektir.Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 117.maddesinde de borçlunun temerrüdünün koşulları düzenlenmiştir.Somut olayda; davacının davalı tarafa gönderdiği 24.02.2012 tarihli ihtarname, ihtirazi kayıt niteliğinde olup, karşı tarafı temerrüde düşürür mahiyette bulunmadığından, bu nedenle de olayda temerrüt gerçekleşmediğinden, alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekecektir.Öyle ise mahkemece, bu hususlar dikkate alınarak, asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, ödeme tarihinden itibaren faiz tatbiki doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.