Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1152 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9854 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirtilen 02.02.2016 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı ile karşı taraf davacılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla, işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldügünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; müvekkili olan şirketler arasında ... Üniversitesi Fakülte binası yapım işi için iş ortaklık sözleşmesiyle adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, ancak ortaklardan ...nin şahsi alacaklısı olan davalı şirketin ... İcra Müdürlüğünün 2013/1433 esas sayılı dosyası ile Kilis Üniversitesi'nde devam eden yapım işinden doğan tüm hak edişleri üzerine haciz koydurduğunu, bir süre sonra da adi ortaklığın alacağı olan 182.440,82 TL nin icra dosyasına aktarılarak davalı şirkete ödendiğini, dosyada devam eden bir haczin mevcut olmaması ve davalı tarafa hacizden kaynaklanan ödemenin icra müdürlüğünce yapılmış olması nedeniyle alacak davası açma zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek; haksız olarak tahsil edilen 182.440,82 TL nin, tahsilatın yapıldığı 24.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; 6098 sayılı TBK. nun 630/2 maddesi uyarınca, icra müdürlüğünce tasfiye payına haciz konulması ve tasfiye sonucunda adi ortaklığın ortaklarından ....ne düşecek miktarın davalıya ödenmesi gerekirken, adi ortaklığın tasfiyesi sonuçlanmadan hakedişin tümünün ödenmesinin davalı şirketin sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet verdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlığa konu dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 10.02.2014 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.6335 Sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re'sen incelenir. Göreve ilişkin açıklanan maddeler birlikte değerlendirildiğinde; davanın, her iki tarafının da ticari işletmesiyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, açılmış olan ticari davaya bakma görevi, Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.Her ne kadar, temyiz aşamasında adi ortaklığın ortağı olan ....nin müdürü ve adi ortaklığın temsilcisi olan .... tarafından davadan feragat ettiklerini bildirir dilekçe UYAP ortamında dairemize gönderilmiş ise de, görev kurallarının açıklanan niteliği gereği, bu dilekçeyi inceleme yetkisi de, görevli mahkemeye aittir.Buna göre, mahkemece; açılan ticari davaya Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ. Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.