Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1149 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14977 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : YENİCE(KARABÜK) ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 13/02/2014NUMARASI : 2013/91-2014/18Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, tarafların arasındaki boşanma davasıyla müşterek çocuk velayeti müvekkiline verilen müşterek çocuk için verilen aylık 750 TL iştirak nafakasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur.Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).Somut olayda, davacı anne PTT'de memur olup aylık 2300 TL gelirinin bulunduğu, davalı babanın da işsiz olup ailesinin yardımıyla geçimini sağladığı, müşterek çocuğun ise 1999 doğumlu olup devlet okuluna gittiği anlaşılmıştır.Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyine, özellikle davalı babanın da müşterek çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde; Mahkemece; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı çalışan anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak bir miktar nafakaya hükmetmek gerekirken davanın tümden reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.