Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11408 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10401 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin zilyet olduğu taşınmazın, ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışına karar verildiğini; ancak, taşınmaza yaptığı faydalı giderler bulunduğunu, bunun dikkate alınmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL' nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, cevap dilekçesinde; söz konusu dairenin, murisin sağlığında terekeye eklendiğini, dairede ki tadilatların da murisin sağlığı zamanında yapıldığını, davacının söz konusu masrafları kendisinin ve yine muris öldükten sonra yaptırdığı iddiasını ispat etmesi gerektiğini belirterek; davanın reddini istemiştir.Davacı, diğer davalılar ... ve ... hakkındaki davasından feragat etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabülü ile 3.333.33 TL tazminatın davalı ...' dan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, Diğer davalılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 01.02.2012 tarih ve 2011/20023 E.-2012/2274 K. Sayılı ilamı ile "Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davacı, zilyet olduğu taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışına karar verildiğini belirterek yaptığı faydalı giderleri dava konusu yapmışsa da taşınmazın satılıp satılmadığı ve satım bedelinin davalıya ödenip ödenmediği belirgin değildir. Davalı, satım bedelini almadan evvel dava açılmışsa sebepsiz zenginleşme sözkonusu olmayacağından davanın reddi gerekmektedir. Satım bedeli davalıya ödenmişse davacının yaptığı faydalı giderlerin satım bedeline ne oranda katkısı olduğunun belirlenmesi gerekir. Uzman bilirkişi aracılığıyla faydalı giderlerin yapılmış olması ile yapılmamış olması durumlarında taşınmazın satım tarihindeki rayiç değerleri belirlendikten sonra bu iki değer arasındaki fark birbirine oranlanmalı, bu oran satım bedeline uygulanarak davacının yaptığı giderlerin satım bedeline yansıma miktarı belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmeli, fark olmadığının anlaşılması durumunda ise, sebepsiz zenginleşme bulunmadığından dava reddedilmelidir. Mahkemece, bu yönler gözetilmeden eksik incelemeyle davalının sorumluluğuna karar verilmesi bozma nedenidir" gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece; bozmaya uyulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucu; davanın kısmen kabulü ile, davalı payına düşen 3958,25 TL muhtesat bedelinin 22.07.2010 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, uyulan bozma ilamı doğrultusunda hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddine ,Ancak, davacı; önceki kararı temyiz etmemiştir. Mahkemece hükmedilen 3.333.33 TL alacak miktarı kendisi açısından kesinleşmiştir. Mahkemece, bu miktarın davalı taraf yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden ve talep de aşılmak suretiyle, 3.333.33 TL yerine 3958.25 TL üzerinden hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.