MAHKEMESİ : SAFRANBOLU ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2013NUMARASI : 2012/311-2013/452Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; Tarafların Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin ( Aile Mahkemesinin ) 18/04/2001 tarih ve 2001/41 karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, ilamın 16/09/2012 tarihinde kesinleştiğini, boşanma ilamına göre müşterek çocukların velayetinin davacı müvekkiline verilerek müşterek çoçuklardan her biri için 25,00'er TL ve müvekkili için 25,00 TL olmak üzere iştirak ve yoksulluk nafakası takdir edildiğini, hükmedilen nafakaların günün ekonomik şartlarına göre düşük seviyede kaldığını belirterek müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın aylık 200,00'er TL'ye, yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde;boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacının kusurunun daha ağır olduğunu, bu sebeple nafaka bağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını, talep edilen nafaka miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkilin son bir yıldır çalışmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. . Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulüne, aylık 25'er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 175'er TL artırılarak, aylık 200'er TL'den toplam 400,00 TL olarak davalıdan alınarak müşterek çocuklara velayeten davacı anneye verilmesine;Safranbolu Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesinin) 18/04/2001 tarih ve 2001/41 karar sayılı ilamıyla davacı için hükmedilen aylık 25,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 275,00.-TL artırılarak, aylık 300,00 TL olarak davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-) İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi, iştirak nafakasına yönelik olan hükmün ONANMASINA,2-) Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, yıllık ÜFE artış oranı, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, davacı kadına boşanma ilamından sonra babasından dolayı bağlanan aylık miktarı nazara alındığında mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir. O halde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olmadığı ve tarafların 18.04.2001 tarihinde boşandıkları, sözkonusu boşanma kararının 16.09.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.