Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11317 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17901 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SAMSUN 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 19/06/2013NUMARASI : 2012/265-2013/554Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin telefon abonesi olduğunu, .... numaralı telefona ilişkin davalı tarafından müvekkili aleyhine haksız olarak 2.880,00 TL tahakkuk ve tahsilat yaptığını ileri sürerek; haksız olarak ödenenbedelin iadesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dosya kapsamına göre; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.HMK 266. hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.Somut olaya gelince, mahkemece; yargılama sırasında bilgisine başvurulan "hukukçu" bilirkişi tarafından düzenlenin bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Davalı tarafın talep edebileceği dava konusu bedelin, dava konusunda uzman bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde değerlendirilip, belirlenmesi gerekmektedir.Hal böyle olunca, mahkemece; dava dosyasının telefon aboneliğinden kaynaklanan dava konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek davalı tarafın talep edebileceği bedelin denetime elverişli bir şekilde değerlendirilip, hesaplanması için rapor düzenletilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.