Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11316 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15855 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 28/04/2014NUMARASI : 2012/132-2014/97Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının sanayi elektrik abonesi olduğunu, yapılan kontrolde kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine 222.733,90.TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, bedelin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali, takibin devamına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan "emekli daire başkan yardımcısı" olan bilirkişi tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin elektrik tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davalının ödemesi gereken kaçak elektrik tahakkuk bedeli ile elektrik tüketim bedelinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dava dosyasının elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendislerin de aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi kuruluna verilmesi, talep edilen elektrik bedellerinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.