Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11313 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16104 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ALANYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/04/2014NUMARASI : 2012/547-2014/192Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalının ticarethane (otel) abonesi olduğunu, tahakkuk ettirilen elektrik bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin abone olmadığını, 02.07.2002 ila 30.10.2002 tarihleri arasında dava konusu oteli işlettiğini, daha sonra oteli tahliye ettiğini, işlettiği süredeki elektrik bedelini davacı kuruma ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, abonelik ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Abonelik sözleşmesi bulunmayan yerlerde kullanılan elektrik bedelinden ise, ancak abonesiz kullanım yapan gerçek ve tüzel kişiler sorumludur.Alacak davalarında davalı olma sıfatı, alacağın borçlusuna, haksız fiillerde zarar sorumlularına aittir. Borçlu veya zarar sorumluları dışında üçüncü bir kişiye karşı dava açılması durumunda davanın sıfat yokluğu, bir başka deyişle husumet yönünden reddine karar verilmesi zorunludur.Somut olaya gelince; yargılama aşamasında taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi ibraz edilememiş ve sözleşme ilişkisi ispatlanamamıştır. Bu nedenle, davalının sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu noktada davalının fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti önem arz etmektedir. Dava konusu takip talebinde borcun hangi döneme ilişkin olduğu belirtilmemiştir. Yargılama sırasında da, ticarethanede kimin ve hangi tarihten itibaren faaliyette bulunduğu ilgili kurumlardan araştırılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece; takip konusu borcun hangi döneme ilişkin olduğunun davacı kuruma sorularak açıklattırılması, açıklanan dönemede dava konusu otelde davalının ticari faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunmuş ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, davalının ticari faaliyette bulunduğunun tespiti halinde dosyasının dava konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek, elektrik bedelinin ilgili yönetmelik hükümlerine göre hesaplatılması gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.