Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11310 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8214 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KONYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2012/523-2013/835Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen itirazın iptali ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.'nun 438.maddesinde öngörülen duruşma sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 19.280 TL'ye çıkarılmıştır.Temyize konu edilen kararda dava değeri, duruşma sınırının altındadır.Bu nedenle duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, asıl davada dilekçesinde; müvekkilinin M.... kaporta servisinin sahibi olduğunu, oğlu F... E... ile birlikte çalıştıklarını, davalının hasarlı aracını müvekkiline ait servise getirdiğini ve aracın tamiri ile yapımı hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin üzerine düşen her türlü görevi yerine getirdiğini, ancak hasarlı otonun ön camının takılması sırasında ön camın kırıldığını, aracın bu şekilde davalıya teslim edildiğini, bu sırada müvekkilinin oğlunun davalıdan aracın ücretini talep ettiğini, davalının " borcum yok" diyerek ödemede bulunmadığını, alacağın tahsili için davalı aleyhinde başlatılan takibe davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, birleşen davada dava dilekçesinde; asıl davaya konu aracın tamir edilmesi amacıyla davalı tarafa teslim edildiğini, tamir sırasında aracın orijinal ön camının kırıldığını ileri sürerek, camın kırılması nedeniyle 5.000 TL ve araçtan mahrum kalınan süre için ise 5.000 TL olmak üzere toplam 10.000 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf vekilleri, asıl ve birleşen davalardaki cevap dilekçelerinde ayrı ayrı; davaların reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davanın kısmen kabulü ile; takibin 12.036,00 TL üzerinden devamına; birleştirilen davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.Somut olayda, asıl davada; asıl ve birleşen davalar yönünden verilen karar tarihi 26/12/2013; birleştirilen dosyada birleştirme karar tarihi ise, 03/01/2014 tür. Dolasıyla, birleşen dosyadaki birleştirme kararı, asıl davanın karara çıkmasından sonra verilmiş olup, birleştirme kararı olmadığı halde birleştirme karar varmış gibi, Konya Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nin 2013/316 E sayılı dosyası hakkında da mahkemece karar verilmiştir. Mahkemece, birleşen davaya yönelik, yetkisi dışında karar verildiğinden, asıl davada birleşen davaya yönelik verilen hüküm ile birleştirme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, yargılama sırasında bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, asıl davada davacı tarafın 7.036,00 TL alacaklı olduğu açıklanmış; mahmekece, tarafların bilirkişi raporuna itirazlarını karşılayacak başka bir rapor alınmamıştır. Mahkemece, araç tamir bedeline ilişkin bilirkişi raporunun benimsendiği açıklanmasına rağmen, asıl davaya konu takibin 12.036,00 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Mahkemece, benimsenildiği açıklanan rapora aykırı şekilde karar verilmez.Hal böyle olunca, mahkemece; birleşen davanın yeniden tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, aralarında makine mühendislerinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetinden, tarafların itirazlarını da karşılayacak gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün taraflar lehine bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.