MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan dükkan satın aldığını, karşılığında 55.000,00 TL ödediğini, dükkanın bir başkasına satıldığının öğrenilmesi üzerine davalıdan parasını geri istediğini, davalının paraya karşılık 13.750,00 TL bedelli 4 adet çek verdiğini, çeklerin karşılıksız çıktığını belirterek; 55.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, davacıya verilen çeklerin hatır çeki olduğunu, davacının gerçek bir alacağı olduğu düşünülse dahi alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek; davanın reddinini savunmuştur. Mahkemece; davacının iddialarını ispat edemediği, davacı tarafından davalıya teklif olunan yeminin usulüne uygun olarak davalı yanca eda edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK.md.190). İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.Somut olayda davacı; TTK'nın 644. maddesi hükmüne dayanmaktadır. Bu hükme dayanarak açılan davada ispat yükü davalı borçluda olup, davalı borçlunun çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. Mahkemece, bu yön gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek, davalıya bu konuda ispat imkanı vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde davacıya ispat külfeti yüklemek, icapsız olarak yemin delilinin hatırlatılması ve yeminin eda edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.