Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11282 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9138 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılardan ..., ... vek.Av...., Av.... ile davalılardan ... ve davalılardan ... vek.Av... geldiler. Aleyhine temyiz olunan davacı vekilleri Av.... ile Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 01.07.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde, 22.02.2009 tarihinde vefat eden muris ...'nın ... 9. Noterliğinin 02.08.1994 tarih ve 19264 sayılı vasiyetnamesinde "mahfuz payı oranında" miras alacağını belirttiğini ileri sürerek bunun belirlenmesinde vasiyetnamenin yapıldğı tarihteki yasal düzenlemenin gözetilmesi ve saklı payının miras hissesinin 3/4'ü olarak kabulü ile 9/64 olarak belirlenmek suretiyle vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetnamenin 5. maddesinin iptalini talep ve dava etmiştir.Davacı, duruşma s??rasında vasiyetnamenin 5. maddesinin iptaline ilişkin davasından feragat ettiğini bildirmiştir.Davalı, ölüm tarihinde yürürlükte olan Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre davacının mahfuz hissesinin, miras payının yarısı olduğu (6/64) nedeniyle, davacının tenfiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, murisin 1994 tarihinde vasiyetname düzenlediği ve 2009 yılında vefat ettiği aradan geçen uzun süre zarfında yeniden irade değişikliği yapmadığı gerekçesi ile davacının mahfuz payının vasiyetnamenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan eski Medeni Kanuna göre 9/64 olarak kabulü ile ... 9. Noterliğinin 02.08.1994 tarih ve 19264 sayılı vasiyetnamesinin bu pay üzerinden tenfizine, vasiyetnamenin 5. maddesinin iptaline ilişkin istemin ise vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davada çözümlenmesi gereken birinci uyuşmazlık davacının saklı payının hangi yasaya göre belirleneceği noktasındadır.Davada, murisin vasiyetnameyi yaptığı tarihte yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 453. maddesine göre mahfuz hisse oranının; " ...füru için kanuni miras hakkının 3/4'ü.."olduğu hükmü gereğince vasiyetnamenin 4. maddesinin yorumlanmak suretiyle tenfizi istenilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, 506. maddesi hükmüne göre saklı pay; "...alt soy için yasal miras payının yarısı..." olarak düzenlenmiştir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 17. maddesi; mirasçılık ve mirasın geçişinin miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğini hükme bağlamıştır. Miras bırakan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra 22.02.2009 tarihinde ölmüştür. Türk Medeni Kanunu'nun 495-574. maddelerinde mirasçılar; 575-682. maddeler arasında mirasın geçmesi, sonuçları ve mirasın paylaşılmasına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Bu düzenlemelere göre; miras, mirasbırakanın ölümü ile açılır. Saklı pay ise; saklı paylı mirasçının tereke üzerindeki "kanuni miras hakkı" olarak belirtilmiştir. Tereke, mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymeti olan varlıklar ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Yine, murisin sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili her türlü kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (Ö.U.Gençcan,2011 ... Baskı,sf.718 vd.).Bu açıklamalardan sonra ikinci uyuşmazlık olarak mahfuz hisse oranının ne olacağının saptanması gerekmektedir.Muris... 9. Noterliğinin 02.08.1994 tarih ve 19264 sayılı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinin 2. maddesinde mirasçısı olabilecek kimseleri ve paylarını; 3. maddesinde ıskata ilişkin beyanlarını; 4. maddesinde yine mirasçıları ve paylarını, mahfuz hisselerini, ıskata ilişkin düzenlemeleri, ıskat edilenlerin füruğuna ilişkin tasarruflarını; 5. maddesinde paylaştırma kuralını ve miras paylarını düzenlemiştir.Başka bir ifade ile muris ölüme bağlı tasarrufu ile ölümden sonra sonuç doğurmak üzere hukuki işlemlerde bulunmuştur. Şayet murisin iradesi açıkça anlaşılamıyorsa bu durumda vasiyetnamenin yorumu ile sonuca gidilecektir. Ölüme bağlı tasarrufun (vasiyetnamenin) yorumlanmasında uygulanacak genel kurallar, öncelikle vasiyetnamenin metnine bağlı kalınarak sonuca gidilecektir. Bu yapılırken murisin iradesi ve (... ve dış etmenlere bağlılık ta söz konusu olacaktır. Vasiyetnamenin düzenlenmesi ile mirasbırakanın ölümü arasında geçen süre zarfında yapılan kanuni düzenlemeler nedeniyle ölüme bağlı tasarruf için önceden öngörülmüş olan hukuki sonuç boşa çıkıyorsa, tamamlayıcı yorum yardımıyla tasarrufun içeriğinde değişikliğe gidilmesi mümkündür.Mirasbırakanın tamamlayıcı yoruma esas olacak irade yönelmesi, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte geçerli olan kanun hükümleri çerçevesinde belirlenecektir; sonraki değişikliklerin bir etkisi yoktur, bunlar irade yönelmesinden hareketle yapılacak uyarlamada dikate alınırlar.Aynı şekilde, yeni düzenlemeler uyarınca yasal mirasçılık esaslarında değişiklikler meydana gelmişse (örneğin kanundaki pay oranları yahut kimlerin mirasçı olduğu yeniden belirlenmişse vs.) bu durum hiç şüphesiz ki, vasiyetnamenin yorumunu etkiliyecektir. Eğer mirasbırakan vasiyetmaneyi yasal mirasçılığa uyğun bir şekilde kaleme almışsa, yani kimlerin ne oranda hak sahibi olduğu hususunda kanuna gönderme yapmışsa ya da ölüme bağlı tasarrufu yasal mirasçılık esasları çerçevesinde düzenlemişse, vasiyetnamenin yorumunda mirasın açıldığı (vasiyetnamenin hükümlerini doğurmaya başladığı) tarihteki kanuni düzenlemeler göz önünde bulundurulur; meğerki somut olayın özellikleri çerçevesinde mirasbırakanın amacının farklı yönde olduğu ortaya çıksın. Nitekim, 04.05.2007 tarihinden itibaren kardeşlerin saklı payı yasal olarak kaldırılmıştır. Bu tarihten önce vasiyetname düzenleyen ve kardeşinin saklı payını alacağı şartı ile kalan malvarlığı için mirasçı atayan murisin iradesinin yorumunda Medeni Kanunda yapılan bu değişiklik, dikkate alınmalı, murisin farazi iradesi tamamlayıcı yorum yoluyla belirlenmeli ve vasiyetnameyi düzenlediği tarihte kanun değişikliği gerçekleşmiş olsaydı nasıl bir tasarrufta bulunacağı tespit edilmeye çalışılmalıdır. Vasiyetnamedeki irade yönelmesinden, mirasbırakanın kanun hükümleri ile sınırlı bir kazandırma yapmak istediği (nitelikli bir kazandırma iradesine sahip olmadığı) anlaşılıyorsa, onun farazi iradesi yardımıyla mirasın açıldığı anda terekenin tamamı üzerinde atanmış mirasçının hak sahibi olacağı ve saklı payı kaldırılan kardeşinin herhangi bir hak talep edemeyeceği sonucuna varılacaktır (... Vasiyetnamenin Yorumu, İst.2011 Baskı, sf.22 vd.).O halde mahkemece, 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 17. maddesi; mirasçılık ve mirasın geçişinin miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğini hükmü gereğince 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 506. maddesi uygulanmak suretiyle davacı (alt soyun) saklı payının yasal miras payının yarısı olduğu gözetilerek vasiyetnamenin bu oran üzerinden tenfizine ilişkin karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler yanılgılı nitelendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.