Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11268 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3258 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2014NUMARASI : 2013/764-2014/887Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Berlin Tempelhof Kreuzberg Hukuk Mahkemesinin 27.09.2004 tarih 170 F 19221/01 sayılı kararı ile boşandıklarını ve bu ilamın 12.11.2004 tarihinde kesinleştiğini müşterek olan çocuklar 29.08.1996 doğumlu Sara ile 24.09.1999 doğumlu Anıl'ın velayetlerinin müvekkiline verildiğini ve bu kararın İzmir 5 Aile Mahkemesinin 30.12.2008 tarihli kararı ile tenfizine karar verildiğini davalı babanın velayetleri davacı anne de olan çocuklarının okul masraflarına yardımcı olmadığını, çocuklara maddi ve manevi destekte bulunmadığını bu nedenle müşterek çocuklardan Sara için aylık 2.000 TL ve Anıl için aylık 1.500 TL iştirak nafakasının davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile yurt dışında boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, açılan davanın haksız olduğunu, baba olarak çocukları için en iyiyi istemesine rağmen çalışamadığı için onlara istediği gibi yardım edemediğini, davacının talep ettiği nafaka miktarlarını ödeyemeyeceğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme tarafından; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk Sara için dava başından başlamak üzere halen eğitimi devam ettiğinden yardım nafakası olarak aylık 750,00 TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, müşterek çocuk Anıl için dava başından başlamak üzere aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; iştirak nafakası talebine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK. 327/1.maddesine göre; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK. 328/1)Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir.Somut olayda; davacı tarafından velayetleri kendi üzerinde bırakılan müşterek çocuklar Sara ve Anıl adına davalıdan iştirak nafakası talep edildiği, mahkeme tarafından Sara lehine dava devam ederken 18 yaşını ikmal ettiği gerekçesiyle iştirak nafakası yerine yardım nafakasına hükmedildiği, dosyanın incelenmesinde Sara'nın dava devam ederken kendi adına avukatı için ayrıca vekalet verdiğine dair vekaletname ibraz edilmediği ya da Sara tarafından yardım nafakası talebini içerir bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere iştirak nafakası çocuklar 18 yaşını dolduruncaya kadar devam eder. 18 yaşın hitamı ile kendiliğinden sona erer. Mahkeme tarafından yapılacak iş sadece Sara açısından da iştirak nafakasının kabulü veya reddi yönünde bir hüküm kurmak olmalıdır. Sara lehine yerdım nafakasının hüküm altına alınabilmesi için öncelikle elde bu yönde açılmış bir davanın olması gerekirdi. Ancak ne bu yönde açılmış bir dava ne de dosya içerisinde böyle bir talebe rastlanılamamıştır. Tüm bu nedenlerle Sara lehine sadece iştirak nafakası yönünden kabul veya red şeklinde bir karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yardım nafakasına hükmedilmiş olması yerinde görülmemiş bozmayı gerektirmiştirSONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.