MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dilekçesinde, davacılardan... adına mesken aboneliği bulunan konutta davalı kurum elemanlarınca düzenlenen tutanakta kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, kaçak kullanımın olmadığı iddia edilerek tahakkuk ettirilen 15.121,20 TL boçtan dolayı davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Amaç” başlıklı 1.maddesinde Yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verildikten sonra aynı Yasanın 3.maddesinde mal, satıcı ve tüketici ayrı ayrı tanımlanmıştır.Yasal düzenlemeye göre mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, satıcı; kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri, tüketici ise; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder. Bir hukuki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında olduğunun kabulü için, yasanın amacı içerisinde ve az yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin hukuki bir işlem olması gerekir. Somut olayda; davacılardan ... ile davalı kurum arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu ve uyuşmazlığın meskende aboneli olarak elektrik kullanımından kaynaklandığı iddia edilmesine göre, yanlar arasındaki hukuki ilişkinin anılan yasa kapsamında bulunduğu açıktır.Hal böyle; olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği gibi, görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz.Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın esası hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.