MAHKEMESİ : MERSİN 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/10/2014NUMARASI : 2013/366-2014/634Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların Mersin 2. Aile Mahkemesi'nin 2005/966 esas 2006/1071 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuk yararına aylık 200,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak nafakasına hükmedilmesinden bu yana 8 yıldan fazla bir zaman geçtiğini, nafakanın müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini iddia ederek müşterek çocuk Yasmin yararına hükmedilen aylık 200,00TL iştirak nafakasının 800,00TL arttırılarak aylık 1.000,00TL'ye çıkartılmasını, gelecek yıllarda TÜİK'in açıkladığı ÜFE oranında artırım yapılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin müşterek çocuğun nafakasını ödeyemez duruma geldiğini, yakın akrabalarının şoförlüğünü yaptığını, yevmiye usulü ile iş buldukça şoförlük, bahçelerde ve büyükbaş hayvan çiftliklerinde toplama işi gibi günübirlik işlerle geçimini sağladığını, davacının ayda 3.000TL maaşla çalıştığını, 15 yaşında bir çocuğun aylık 1.000TL masrafının olduğunun gerçeğe aykırı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; tarafların sosyal ekonomik durum yazılarına göre davalının gelirinin davacıya oranla daha az olduğu, davalının maddi durumunda bir iyileşme/artış olmayıp aksine ilk nafaka takdir edildiği tarihe göre gelirinin azaldığı, davalı halihazırda müşterek çocuk için aylık 200,00TL nafaka ödemeye devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme ise, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.Söz konusu hüküm gereğince; nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için aradan uzunca bir zamanın geçmesi gerekli olmayıp, tarafların gelirlerinde veya küçüklerin ihtiyaçlarında artış olması halinde her zaman artırım istemi ile dava açılabilir.Somut olayda ise ; önceki nafaka takdir edildiği tarih (14.11.2008) ile bu dava (20.09.2013) arasındaki geçen süre içerisinde, küçüğün ihtiyaçlarında artış olduğu, paranın satın alma gücünün nispi de olsa azaldığı bir gerçektir.O halde mahkemece; çocuğun ihtiyaçları, davacı annenin de katkısı dikkate alınarak, davalı babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir miktarda arttırıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.