MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; tarafların ... Aile Mahkemesinin 2010/397 Esas sayılı 27.01.2011 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; müşterek çocuğun özel okula başladığını, aradan geçen zaman içerisinde nafaka miktarının davacının ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaz hale geldiğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye ve iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının asgari ücretle çalıştığını, yeniden evlendiğini ve bu evlilikten bir çocuğu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 150,00 TL artırılarak 350,00 TL'ye çıkartılmasına ve iştirak nafakasının 200,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hükmün, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2015/3415 Esas ve 2015/11941 Kararı ile; iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş; yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazları yönünden ise, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.Bozma ilamına uyan mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 75,00 TL artırılarak aylık 275,00 TL'ye, iştirak nafakasının 100,00 TL artırılarak aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hüküm, bu kez davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Yargıtay'ın bozma ilamına uyulması ile bozma ilamı lehine olan taraf yararına bir usuli hak doğmaktadır. O nedenle, mahkemece; Yargıtay'ca verilen bozma ilamına uyması sonunda ilamda gösterilen şekilde, sadece yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekirken, müşterek çocuk lehine hükmedilen ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin sair red kararı ile kesinleşen aylık 400,00 TL iştirak nafakası hakkında yeniden karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.