Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11193 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 10901 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ VEK.AV....Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davacının 4021 nolu elektrik abonesi olduğunu 03.03.2006- 17.04.2009 tarihleri arasında yurtdışında yaşadığı ve konutu bizzat kullanmadığı halde kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, halen Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını, kaçak kullanım nedeniyle tahakkuk ettirilen 2.822,80 TL'den borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, aboneliği iptal ettirmeyen davalının kaçak kullanımdan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacının Asliye Ceza Mahkemesinde suç işlediği sabit olmadığından beraatine karar verildiğini, beraat kararı gereğince dava konusu düzenlenen ceza tutanağından davacı sorumlu olmadığından, bu durumda düzenlenen kaçak elektrik faturasını da ödemek zorunda olmadığı gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Elektrik sözleşmesini imzalayan ve daha sonra aboneliğini iptal ettirmeyen abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.Somut olaya gelince, davacının dava konusu tesisata ilişkin elektrik aboneliği mevcut olup, burada kaçak elektrik kullanıldığı, ancak davalının aboneliğinin iptal edilmemiş olduğu sabittir. Hal böyle olunca, davalının aboneliğini iptal ettirmeden taşınmazı terk ederek elektriğin kaçak olarak kullanılması nedeniyle, kaçak kullanım bakımından davalının mevcut abonelik gereği sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü gerekir. (HGK'nun 27/04/2011 gün ve 2011/9-104-239 sayılı kararı gibi)Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözönünde bulundurulmaksızın, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.