Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11187 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4562 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2008/962-2013/475Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacıya ait fabrikanın pamuk işlediğini, sayacın davalı tarafından değiştirildiğini, sayaçta arıza tespit edilmediği halde geriye yönelik fatura çıkarıldığını belirterek, 147.119,65 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; sayacın 1/3 oranında eksik tüketim kaydettiğini, faturanın yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20.maddesinde sayacın doğru tüketim kaydetmemesi düzenlenmiştir.Somut olayda; dosyada yeralan 20/01/2008 tarihli tutanakta T fazına ait gerilim kablosunun kopuk olduğu, akım trafolarının bakalit kısımlarının eridiği belirtilmiş, davalı tarafından dosyaya sunulan yazıda da abonenin ölçü devresinin en son 12/10/2004 tarihinde kontrol edilip mühürlendiği, 20/01/2008 tarihli tutanaktaki son endeksin baz alındığı, 1/3 oranında ek tüketim faturası tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir. Dosyaya sunulan ve ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümünde görevli uzman bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda sayacın T fazının gerilim kablosunun kopuk olması nedeniyle 1/3 oranında eksik tüketim kaydı yaptığı, geriye dönük tahakkuk yapılmasının EPMHY göre yasal olduğu, davacının borcunun 44.936,13 TL olduğu, bunun dışındaki tahakkukun fazla olduğu belirtilmiş, taraf vekillerince bu rapora itiraz edilmiş, sunulan ikinci rapor olan ve 3 elektrik mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda ise T fazının 0 değerinde olmadığı, kablonun kontrol esnasında da kopmuş olabileceği, tüketimin kaçak olarak da değerlendirilemeyeceği belirtilmiş, davalı vekili bu rapora da itiraz etmiştir.Mahkemece; benimsenerek hükme dayanak alınan sonraki bilirkişi raporu ile daha önce alınan bilirkişi raporunun çeliştiği, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.HUMK'nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Bu durumda mahkemece önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan somut olayda kaçak uyuşmazlığı bulunmadığı, varsa sayacın eksik kaydetme durumunun da EPMHY 20.maddesindeki düzenlemeye göre aydınlatılması gerektiği gözönüne alınarak, alınan iki rapordaki çelişkileri giderecek ve itirazları da karşılayacak biçimde rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine dayanılarak raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.