Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1118 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19880 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2008NUMARASI : 2006/1184-2008/978Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile davacının evli olduklarını, davalının başka bir kadının resmini kullanarak ve davacı adına sahte nüfus cüzdanı elde ederek, bununla açtığı boşanma davasında dava dışı Ö....uyruklu M.... isimli kadının boşanma davasına gelerek davacı yerine geçmek suretiyle boşanmayı kabul ettiğini, beyan etmek suretiyle davacının gıyabında, haberi olmadan davalının boşanma kararı aldığını, temyizden feragat etmesi nedeniyle boşanma kararının kesinleşerek, nüfusa tescil ettirdiğini, davalının sahtecilik suçundan Tuzla Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanıp, ceza aldığını, tarafların halen ayrı yaşadıklarını belirterek, davacı kadın için 250 TL, müşterek çocukları Melike için 250 TL nafakanın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davacının eşinin boşanmak istememesi üzerine davalı tarafından Ö.. .. M.. isimli kadına para vererek sahte kimlik ile boşanma kararı alındığını, evliliğin iptali davası açılmadığını, boşanma ilamının geçerli olduğunu beyan etmiştir.Mahkemece; davacı ile davalının resmi evliliklerinin sona erdiğinden, davacının hukuken nafaka talep edemeyeceğinden bahisle kadın için nafaka talebinin reddine, çocuk için 100 TL nafakanın tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, davalının dava dışı Ö... u..M.. isimli kadına ait fotoğrafı kullanarak davacıya ait kimlik bilgileri ile sahte nüfus cüzdanı çıkartarak, bununla davacı aleyhine açtığı boşanma davasında, dava dışı M.. isimli kadının duruşmaya gelerek boşanmayı kabul ettiğini, nafaka talep etmediğini beyan etmesi üzerine Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.11.2004 tarih, 2004/1046 E.- 2004/1075 K.sayılı ilamı ile boşanmalarına ilişkin verilen kararın Madina isimli kadının davacı adına temyizden feragat etmesi üzerine hükmün 25.04.2005 tarihinde kesinleştiği, davalı hakkında İstanbul Anadolu 8.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen sahtecilik ve resmi merciileri iğfal suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen mahkumiyet kararının ise temyiz edildiği ve dosyanın Yargıtay'da olduğu anlaşılmaktadır.Davada, geçersiz boşanma kararı gereğince nafaka talep edilmektedir.TMK'nun 7.maddesinde; "Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir." hükmü getirilmiştir. Dava konusu boşanma kararının yargılamanın iadesi yolu ile iptal edilmedikçe geçerliliğini koruyacağı kabul edilmelidir.HUMK'nun 445-454.(HMK'nun 374.-381.) maddelerinde yer alan yargılamanın iadesi gereğince, bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan fevkalade (olağanüstü) bir kanun yoludur.Yargılamanın iadesi sebepleri HUMK'nun 445.(HMK'nun 375.) maddesinde sayılmıştır. Lehine hüküm verilen tarafın hukuk davasında sahte belge (kimlik) kullanmak suretiyle sonuca ulaştığını ceza mahkemesinde ikrar etmiş ise, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı yargılamanın iadesi sebebini oluşturur. Burada yargılamanın iadesini isteme süresi HUMK'nun 447/1.maddesi gereğince ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinden itibaren üç aydır.Bu durumda, temyizde bulunan ceza dava dosyasının kesinleşmesinden itibaren 3 ay içerisinden davacı tarafından yargılamanın iadesi talebinde bulunup bulunmayacağı belirlendikten sonra davacı kadın yönünden nafaka talebinin değerlendirilmesi gerekeceğinden, mahkemece bu yönde kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, müşterek çocuk 24.08.2000 doğumlu Melike ile ilgili iştirak nafakasının miktarı yönünden incelendiğinde, davacı annenin ev hanımı, davalı babanın ise bir şirkette çalıştığı, 2008 yılında yapılan sosyal ve ekonomik araştırma sonucu 1.200 TL maaş aldığı anlaşıldığından çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve davalı babanın ödeme imkanı dikkate alındığında hükmedilen 100 TL nafakanın miktarı az olduğundan, mahkemece; TMK'nun 4.maddesinde açıklanan hakkaniyete uygun nafakaya karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.