Davacı ile davalı arasındaki alacak davasında Karasu Sulh Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 16/2/2006 tarih, 2005/240-2006/38 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HUMK 427/6 md.si uyarınca kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü.YARGITAY KARARIDavacı dava dilekçesinde, davalının çalınan arabasını bulmak amacıyla masraf yaptığını, 300-YTL. masraf bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı, davacıya borcu bulunmadığını, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı tarafından davalıya teklif edilen yemin sonucunda, davalının borcunun bulunmadığına ilişkin yemin etmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, davalının yemini sırasında HUMK'nun 339.2 maddesinde belirtilen usule uyulmadığı gibi, yeminden sonra davalıdan bu ifadesinde sebat edip etmediğinin sorulmadığı anlaşılmaktadır.Bu durumda, yeminde HUMK. 339. maddesinde belirtilen sıraya uyulmadığı ve aynı Kanunun 340. maddesi gereğince yemin eden tarafa yemininde sebat edip etmediği sorulmadığı için, mahkemece davalı tarafa yaptırılan yemin kanuna aykırıdır ve geçerli değildir.Geçerli olmayan yemine dayanılarak mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, HUMK'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 19/9/2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.