Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11162 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7303 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesi ile; davalı ile boşandıklarını, kesinleşen karar gereği müşterek çocukları için kendi isteği doğrultusunda 450,00 TL nafakaya hükmedildiğini, çocuğun kreş masrafları ve diğer masrafları için bu nafakayı bu güne kadar ödediğini, ancak çocuğun kreş eğitimini bitirdiğini ve okula başlayacağını, kendisinin ise yaklaşık iki aydır işsiz olduğunu ve nafakayı ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek 450 TL olan iştirak nafakasının tamamen kaldırılmasını olmadığı takdirde 150TL'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının halen daha ödemediği birikmiş nafakalar bulunduğunu, davalının asgari ücretle çocuğuna bakmaya çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiş, aşamalarda vermiş olduğu beyanlarında; müvekkili aleyhine ikame edilen davada müşterek çocuk için Bodrum 3.ASHM'nin 2012/121 E. 2013/163 K.sayılı 02/05/2013 tarihli kararıyla davacı ... a iş bu dava açılma tarihi olan 01/09/2014 tarihinden önce tebliğ edilmediğini, bu nedenle Bodrum 3.ASHM'nin dosyası derdest olduğundan mahkemede davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; tarafların Bodrum 3.ASHM'nin 06/09/2011 tarih ve 2011/334 E-2011/434 K.sayılı dosyasıyla anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuk için nafakaya hükmedilmediği, davacı annenin çocuk adına iştirak davası ikame ettiği, Bodrum 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10/04/2013 tarihli 2012/121 E-2013/163 K.sayılı dosyasıyla müşterek çocuk lehine aylık 450TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmolunduğu, kararın tebliğ edildiği, ancak iş bu davanın ikame edildiği tarihte kesinleşmediği gerekçesi ile davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK'nın 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK'nın 330.maddesindeki düzenleme; nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.TMK'nın 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.Somut olayda; tarafların 06.09.2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma davası ile müşterek çocuk lehine iştirak nafakasına hükmedilmediği, daha sonra davalı annenin açtığı dava ile müşterek çocuk lehine 450TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iş bu kararın temyize konu dava tarihinde henüz kesinleşmediği anlaşılmakta ise de önceki davanın 20.03.2012 tarihinde açıldığı, temyize konu davanın ise 01.09.2014 tarihinde açıldığı, aradan iki yıl gibi bir zaman geçtiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece; nafakanın kaldırılması istenen dönem itibariyle nafaka alacaklısı çocuğun yaşı, ihtiyaçları ile anne-babanın sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilerek nafakanın kaldırılması talebinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.