MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden reddine, iştirak nafakası yönünden kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; tarafların Adana 4.Aile Mahkemesinin 2008/252 E.- 2008/716 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, müşterek çocuk Tahir'in velayetinin davacı anneye verildiğini, verilen kararda 100TL müşterek çocuk için nafakaya hükmedildiğini, davacının ev hanımı olup çalışmadığını, herhangi bir gelirinin olmadığı gibi sosyal haklarının da bulunmadığını belirterek davacı için aylık 500TL yoksulluk nafakasının tahsili ile müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın 100TL den 900TL ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında; esnaf olarak basit usulde çalıştığını, aylık kazancının asgari ücret civarında olduğunu, bu nedenle talep edilen nafakaları kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacı ...'ün yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk ... yararına Adana 5. Aile Mahkemesinin 2010/831 E.-1329 K. sayılı dosyasında hükmedilen 100TL iştirak nafakasının 100TL arttırılarak dava tarihinden itibaren aylık 200TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasının reddine ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine, iştirak nafakası yönünden ise; TMK.nun 182. maddesine göre; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme ise, "nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir" şeklindedir.Somut olayda; davacının ev hanımı olup gelirinin olmadığı, davalının mobilya döşemeciliği yaptığı, kendi adına bir evi ve arabası bulunduğu, müşterek çocuğun ise 11 yaşında olup 4.sınıfta okuduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda mahkemece; davalının sosyal ve ekonomik durumu ile çocuğun ihtiyaçları arasında orantısız şekilde düşük nafakaya hükmedilmiştir.O halde mahkemece; çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri göz önünde bulundurularak daha yüksek bir nafakaya hükmetmek gerekirken, davalının gelir-gideri ve çocuğun ihtiyaçları ile orantısız şekilde düşük nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.