Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11116 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17416 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/06/2014NUMARASI : 2010/121-2014/324Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile, diş hekimi olan davalının, davacıya ait dişlere implant tedavisi yapılması konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, ancak davalının uygun tedavi uygulamaması neticesinde davacının yemek yiyemez hale geldiğini, ağzında yaralar çıktığını, en sonunda da başka bir diş hekimine tedavi olmak zorunda kaldığını beyan ederek, 6000 TL maddi ve 4000 TL manevi tazminatın sözleşme başlangıç tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında, müvekkili olan davalının uyguladığı tedavinin kurallarına uygun olduğunu, tazminatı gerektiren bir durum bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 2.932 TL maddi tazminatın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, 12/03/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazla isteğin ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek, takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Hal böyle olunca, davalı diş hekiminin uyguladığı hatalı tedavi sonucunda, davacı iş sahibinin istediği sonuca ulaşamadığı ve çektiği sıkıntı ve ızdırap da dikkate alındığında, davacı lehine uygun oranda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu manevi tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.