MAHKEMESİ : KAYSERİ 6. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 24/11/2014NUMARASI : 2014/450-2014/588Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalı ile Develi Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/584 Esas, 2012/235 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davalı lehine 600,00 TL yoksulluk nafakasına, velayeti davalıya verilen müşterek çocukları lehine 400,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, mahkeme kararından sonra tarafların ekonomik durumlarında ciddi değişiklik meydana geldiğini, davalının yıllardır sigortalı olarak çalıştığını, davacının işlerinin ise kötüye gittiğini, 558 Euro maaş ile restorantta çalışmaya başladığını, hayatını güçlükle idame ettirdiğini belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mümkün olmadığı takdirde azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, kaldırılması mümkün olmadığı takdirde indirilmesi talebine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 176/3. maddesi gereğince; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılabilir.Anılan maddede yoksulluğun hukuksal kavramı tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edileceği belirtilmiştir.Hukuk Genel Kurulunun 28.02.2007 tarih ve 2007/3-84 E.;95 Karar sayılı ilamında ise "Asgari Ücret seviyesinde gelirinin bulunması" yoksulluğu ortadan kaldıracak bir olgu olarak kabul edilmemiştir.Diğer taraftan TMK'nın 176/4. maddesinde; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir.Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi icap eder. Nafaka borçlusunun gelir ve mal varlığında, sonraki zamanlarda elinde olmayan çeşitli sebeplerle gerçek ve önemli ölçüde azalma olup, nafakanın ödenmesinin çekilmez bir hal aldığı durumlarda nafaka hakkaniyete uygun bir miktar indirilebilir.Somut olayda; yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırması ile, davacının Almanya'da restorantta işçi olarak çalıştığı, 558 Euro net maaş aldığı, oğlunun yanında kaldığı, mal varlığının bulunmadığı, davalının asgari ücretle çalıştığı, kirada oturduğu, 400,00 TL kira verdiği, 10 yaşında çocuğuna bakmakla yükümlü olduğu, mal varlığının bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.Dosyada sureti bulunan tarafların boşanmasına ilişkin Develi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2011/584 Esas, 2012/235 Karar sayılı ilamı incelendiğinde, davacısının Derya, davalısının Taner olduğu, tarafların boşanmalarına, müşterek çocukları Eda'nın velayetinin anneye verilmesine karar verildiği, çocuk için 400,00 TL iştirak nafakasına, Derya için 600,00 TL yoksulluk nafakası, 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve davalı Taner'in nafaka ve tazminat yönünden kararın bozulmasını talep ettiği belirtilerek, boşanma yönünden kararın kesinleştirildiğinin ilama şerh edildiği görülmüştür.Ancak nafakaya ilişkin temyiz incelemesinin neticesi dosyadan anlaşılamadığı gibi, davalı kadının boşanma davası sırasında çalışıp çalışmadığı, davacının ekonomik sosyal durumunun boşanma davasından sonra değişip değişmediğine ilişkin de mahkemece araştırma yapılmamıştır.O halde mahkemece yapılması gereken iş; Develi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2011/584 Esas, 2012/235 Karar sayılı dosyanın getirtilerek, davalı lehine belirlenen yoksulluk nafakası miktarının tespit edilmesi, yine davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği, davalı kadının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığı hususlarının belirlenmesi, çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğu nazara alınıp ,asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakasını tamamen kaldıran bir husus olmadığı da göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması olmalı iken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.