Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10994 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3212 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2013NUMARASI : 2010/575-2013/494Taraflar arasında görülen menfi tespit Davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile tarımsal amaçlı elektrik enerjisi alımına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin (10) yılı aşkın zamandır devam ettiğini, sulama sezonlarında tükettiği elektrik enerji bedellerinin bir kısmını ödediğini, ödemede çektiği zorluk nedeni ile DEDAŞ yetkililerinin yüksek elektrik ücreti tahakkuk ettirmeleri neticesinde faturalarını ödeyemez duruma düştüğünü, 10/02/2009 tarihinde 15.293,90 TL elektrik enerjisi tahakkuk edildiğini, daha sonra 26.207,40 TL tahakkuk edildiğini, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, masa başında endeks okumadan elektrik tahakkuku yapıldığını, davacının kendisine borç olarak gösterilen 61.636,85 TL hususunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile davacının davalı şirkete şimdilik 10.000,00 TL, 14/05/2013 tarihli ıslah dilekçesiyle de 34.952,67 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahalli Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı kurum tarafından davacı aleyhine tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, 13/07/2012 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının 37.875,77 TL borçlu olmadığının bildirildiğini, 10/12/2012 tarihli üçlü bilirkişi raporuna göre davacının 26.184,18 TL borçlu olmadığının bildirildiğini, üçlü bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının davalıya 34.952,67 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.HUMK.nun 275. ve devamı maddelerinde; “bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286. maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hâkimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283. maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284. maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti (somut olayda 3. bilirkişi) oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde; "bilirkişi incelemesi" ismi altnda ve 266-287. maddeleri arasında düzenlenmiştir.Somut olayda; birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu ve ikinci bilirkişi raporununda itiraza uğradığı gözönüne alındığında bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderme açısından mahkemece, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile yönetmeliğe, 622 sayılı EPDK kurul kararına uygun şekilde ve alınan raporlardaki eksiklikleri ve çelişkileride giderecek biçimde somut, ilmi verilere uygun, Yargıtay denetimine elverişle rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken, bilimsel verilere dayanmayan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporlarına dayanılarak, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.