Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10993 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3013 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : KADİRLİ 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 28/10/2014NUMARASI : 2014/250-2014/702Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili- davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/221 esas, 2007/118 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar Çiğdem, Songül ve Hülya lehine ayrı ayrı 20 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocukların ihtiyaçları için nafakanın yetersiz kaldığını, çocukların herbiri için iştirak nafakasının aylık 200 TLye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocukları Hülya ve Songül için takdir edilen 20 şer TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 70 TL'ye çıkarılmasına,müşterek çocuk Çiğdem yönünden dava tarihi itibari ile 18 yaşını doldurmuş olduğu anlaşıldığından talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Müşterek çocuk Çiğdem'in iştirak nafakasının artırılmasına yönelik olarak; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer (TMK 328/1 md.).Çiğdem 11.06.1996 doğumlu olup, yargılama sırasında reşit olduğu anlaşılmasına göre, çocuğun rüşte erdiği güne kadar iştirak nafakasının artırılması gerektiğinin gözönüne alınmaması doğru değildir.Ayrıca TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2007 yılında boşandığı, davalının çiftçilik ile uğraştığı,kendine ait evde ikamet ettiği,tanık beyanlarına göre davalının otomobili, motorsikleti ve traktörünün olduğu ayrıca hayvancılık yaptığı anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyacı, nafakanın hükmedildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı görülmüş , bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.