Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10954 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5789 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2012NUMARASI : 2011/357-2012/292Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı, davalının su abonesi olduğunu, kullanmış olduğu su bedelini ödemediğini, bu nedenle hakkında Marmaris 2. İcra Müdürlüğünün 2005/1442 Esas sayılı icra takip dosyası ile takip yapıldığını ancak davalının haksız ve yersiz itirazı ile icra takibinin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 24.05.2011 tarih ve 2010/18650 Esas ve 2011/7991 sayılı kararıyla, " Sonradan yürürlüğe giren 6111 sayılı yasa uyarınca davalının yapılandırmadan yararlanıp yararlanmadığının tespiti " gerekçesiyle bozulmasına karar vermiş, mahkemece bozmaya uyularak benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile, Marmaris 2. İcra müdürlüğünün 2005/1442 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın 1,993 TL asıl alacak ve 453,47 TL işlemiş faiz bakımından iptaline karar verilmiştir.Kararı, taraflar temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı ve davalının bilirkişi raporuna yönelik temyiz itirazlarına gelince; HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin su tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının tahakkuk ettirdiği bedelden davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi, davalının sorumlu olduğunun tespiti halinde ödenmesi gereken su bedelinin ayrıca sözleşmeye göre hesaplanması gerekir.Hal böyle olunca, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendislerin de aralarında bulunduğu üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.