Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10923 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3996 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SÖĞÜT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/348-2013/157Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı A.. K.. arasında yapılan alışveriş ve yazılı sözleşme gereğince davacının alacağını teminat altına almak amacıyla borçlu A..i K..l'a ait taşınmazlar üzerine ipotek koydurduğunu, ancak borçlu A.. K...'ın ipotekli taşınmazları kardeşi davalı M.. K..'a devrettiğini, A..K..ın davacıya olan borcunu ödememesi nedeniyle, Ali ve M.. K..aleyhine Söğüt İcra Müdürlüğünün 2012/442 Esas sayılı icra dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, asıl borçlu A..K..ın takibe itiraz etmediğini ve borcu kabul ettiğini, davalı M.. K..'ın ise ipoteğin süresi geçtiği iddiasıyla takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ve takibin devamı ile davalı aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı lehine tesis edilen ipoteğin süreli olup zamanaşımına uğradığını, A.. K..'ın davacıya borcu kalmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile Söğüt İcra Dairesinin 2012/442 Esas sayılı icra dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile anılan icra takibinin 3.500,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yararına asıl alacağın %20'si olan 700,00 TL tutarındaki icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Medeni Kanunun 884.maddesinde, “Borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir.”, aynı Kanunun 888.maddesinde ise, “İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez.” hükmü mevcut olup, bu hükümlere göre, aksi kararlaştırılmadıkça ipotekli bir taşınmazı devralan üçüncü şahsın borçtan dolayı şahsen sorumluluğu mevcut değildir. Bizzat borçlu olmayan üçüncü şahıs ipotek borçlusunun sorumluluğu, borçlunun borcunu ödememesi halinde, ipotekli taşınmazın ya da taşınmaz payının icrada satılmasına ve satış bedelinden ipotek tutarınca borcun ödenmesine katlanmaktan ibarettir. Başka bir ifade ile ipotekle yükümlü olan bir taşınmaz devredildiğinde ipotek alacaklısı, yeni malik hakkında da, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıp, ipoteğin paraya çevrilmesini ve bu suretle alacağının tahsilini isteyebilir. Somut olayda; alacaklı C.. Y.. tarafından dava dışı borçlu A.. K.. ve davalı M.. K.. aleyhine, Söğüt İcra Müdürlüğünün 2012/442 Esas sayılı dosyası ile, 25.000,00 TL alacağın tahsili amacıyla 12.04.2012 tarihinde, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, ipotekli taşınmazın Bilecik İli, S... İlçesi, .. Köyü, ... Mevkii, 128 ada, 12 parselde kayıtlı taşınmaz olduğu, borçlu A.. K...'ın 11.04.2013 tarihli dilekçesi ile, 2006 yılında yapmış oldukları hayvan bakım ve kar ortaklığı protokolü gereğince, sözkonusu sözleşmeden kaynaklanan 25.000,00 TL borcunu kabul ettiği, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle alacağın tahsilini talep ettiği; borçlu M.. K..'ın 02.05.2012 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, itirazında ipotek süresinin 3 yıl olduğunu ve alacağın zamanaşımına uğradığını belirttiği anlaşılmaktadır. İncelenen akit tablosunda; 14.07.2006 tarihinde, dava dışı A..K..adına tapuda tescilli bulunan Bilecik İli, .. İlçesi, .. Köyü, ... Mevkii, 128 ada, 12 parsel sayılı, 1.249,44 m2 bahçeli iki adet ahşap kışlanın tamamı üzerine, davacı C.. Y.. lehine, A..K..'ın davacı C.. Y..'tan almış olduğu koyun ve kuzulardan doğmuş olan borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 57.200,00 TL bedelle, 2.dereceden 3 yıl süreli ve faizsiz olarak ipotek tesis edildiği, davacı lehine ipotek tesis edilen bu taşınmazın A.. K...tarafından 04.02.2008 tarihinde M.. K..'a satılarak tapuda tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusunu istemin belirlenmesinde doğru bir sonuca ulaşılabilmek için, dava olgularını iyice saptamak ve hukuksal yönden doğru olarak nitelemek gerekir. 04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir (HUMK.md 76, HMK md 33).Somut olayda, dava ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, olay mahkeme tarafından da, bu şekilde nitelendirilmesine rağmen, karar içeriğinde davacı ile dava dışı A.. K... arasındaki hayvan alım-satımına ilişkin sözleşme ve davacı ile davalı M.. K.. arasındaki olay dışı alım-satım ilişkisinin dosyada değerlendirildiği ve yapılan hatalı hesaplamalar sonucu tespit edilen 3.500,00 TL alacak üzerinden takibin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle davanın nitelendirilmesi doğrultusunda, ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, delillerin ve yasa hükümlerinin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazları bu aşamada değerlendirilmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.