Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10880 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15681 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BOZOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2013/10-2013/368Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili 10/01/2013 havale tarihli dilekçesinde özetle davalı kurum tarafından tutulan .... sayı nolu 12/01/2010 tarihli kaçak elektrik tutanağı ile belirtilen ve müvekkilinden istenilen 140.069,28 TL 'ye borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.Islah talebinde bulunan davacı vekili 05/06/2013 havale tarihli dilekçesinde; Dava dilekçesinde talep edilen 140.069,28 TL dava değerinin Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2013/2923 Esas nolu icra takip dosyası doğrultusunda, müddeabihin ıslahı yolu ile 23.885,41 TL daha artırmıştır.Davalı vekili yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğundan bahisle davanın reddini talep etmiştir.Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü cihetine gidilmiş; sözkonusu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda, davacının abonesiz, sayaçsız olarak tarımsal sulama yaptığının tespiti üzerine 12.06.2012 tarihinde Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlenmiş ve bu tutanağa istinaden davacı hakkında 140.069,28 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirilmiştir.Yerel mahkemece; "Kaçak elektrik tüketim tutanağı düzenlenen trafonun bulunduğu taşınmazın 20 dönümünün S..Ç...'a kiraya verilmiş olduğu bu hususun davalı kurum tarafından düzenlenen tespit tutanağında da belirtildiği; ancak kaçak tespit tutanağından davalı kurum görevlilerinin davacı tutanak düzenlenirken ordaymış gibi tutanağı düzenleyip eksik araştırma neticesinde kira belgesi olmadığının tutanakta belirtildiği, bilirkişi raporunda da davacı'nın kaçak elektrik tüketiminden kaynaklanan dönem borcunun bulunmadığının belirtildiğini, 02/01/2012 tarihli noter onaylı kira sözleşmesinde de dava konusu taşınmazın 20 dönümünün S... Ç...'a kiralandığı anlaşılmakla; davacıya ait taşınmazda bulunan trafoda kaçak elektrik tüketimi yapanın davacı olduğuna dair bir bilgi ve belge olmadığı halde davalı kurum tarafından gerekli araştırma yapılmaksızın tutanak düzenlendiğinden bahisle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Dosya içerisinde bulunan davalı kurum tarafından düzenlenmiş olan kaçak elektrik tespit tutanağı incelendiğinde; açıklama kısmında "tarlayı S... Ç...'a kiraladığını beyan ettiği kiraladığına dair bir belge sözleşme ibraz edemediğinin yazıldığı" bu şekilde davacı'nın kaçak tespit tutanağı düzenlenirken orada olduğuna yönelik ibareler kullanıldığı, ancak kaçak tespit tutanağının kullanıcıya ait kimlik tesbiti bölümünde" kullanıcının kimlik bilgilerinin yayla jandarmasından alındığının" belirtildiği görülmüştür.Dosya içerisinde bulunan ve davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 02/01/2012 tarihli noter onaylı kira sözleşmesi incelendiğinde; davacının kendisine ait 290 Nolu parselin 20 dönümünü S... Ç...'a kiraya verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece, kaçak elektrik tutanağına konu taşınmazda, salt 20 dönümünün davacı tarafından kiraya verildiği hususunda gözetilmek suretiyle; kaçak elektrik tutanağına konu taşınmazda davacının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunuyor ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı, davacının destekleme alıp almadığı; desteklemeden yararlanıyorsa sözkonusu ödemeye esas çiftçi kayıt formu ve ilgi belgelerin İlçe Tarım Müdürlüğünden celbiyle, niza konusu trafonun bulunduğu taşınmaz üzerinde zabıt mümzi tanıklar da refakate alınarak keşif icrası suretiyle kaçak kullanma fiilinin kim tarafından işlendiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.