Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10873 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14213 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : EDREMİT SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2013NUMARASI : 2009/1073-2013/1085Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde UEDAŞ yetkililerinin müvekkilinin işlettiği dükkanına gelerek elektrik sayacında bakanlık ayarları ile oynandığından bahisle 2.142,10 TL olmak üzere Ceman: 3.097,47 TL ceza yazıldığını bu cezayı yatırması için elektriklerinin kesileceği tehtidini yaptıklarını ve elektriğini kestiklerini, müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespiti ve tedbiren elektriği kesilen müvekkilinin elektriğinin tekrar bağlanması için öncelikle bir karar verilmesini sağlamak için mahkemeye müracaat zorunluluğu doğduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya 3.097,47 TL borçlu bulunmadığının tespitine ve işin niteliği gereği teminatsız veya mahkemenin taktir edeceği teminat mukabilinde davalı şirket tarafından kesinlen 198181 abone nolu elektriğin açılması hususunda tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının işyeri olarak ....-.... nolu abonelik sözleşmesine konu yeri kiraladığını ve 19.03.2004 tarihinde abone olduğunu, yapılan periyodik kontrolde abonenin sayacının Bakanlık mühürlerinin düz pense ile sıkıldığı tespit edildiğini ve bunun üzerine abonenin sayacı sökülerek Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü Laboratuarına gönderildiğini, gelen rapor sonucunda sayacın açılıp kapandığı diskinde çizikler olduğu, sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini söz konusu rapor sonucuna göre aboneye davacıya kaçak kullanım tutanağı düzenlendiğini,beyanla davanın reddini talep etmiştir. Yerel Mahkemece, yapılan yargılam neticesinde davacı hakkında "Elektrik Hırsızlığı Suçundan "ceza mahkemesince verilen kesinleşmiş beraat kararı ilgi tutularak; davacının .... abone numaralı sayacı için 15.07.2009 tarihinde UEDAŞ yetkilileri tarafından kaçak usulsüz elektrik tutanağı üzerine düzenlenen 3.097,47 TL lik ceza yönünden borçsuzluğunun tespitine karar verilmiş sözkonusu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde, "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez." denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde öncekine kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir.Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir. Ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararı, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptaması, hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır. 1086 Sayılı HUMK 295/1 maddesinde, mahkeme ilamlariyle katibiadillerce re'sen tanzim olunan senetlerin sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikaların hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil edeceği açıklanmıştır.6100 Sayılı HMK 204/2.maddesinde ise, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.Somut olaya gelince, yapılan periyodik kontrolde abonenin sayacının Bakanlık mühürlerinin düz pense ile sıkıldığı tespit edilmiş, bunun üzerine abonenin sayacı sökülerek Sanayi Ticaret İl Müdürlüğü Laboratuarına gönderilmiş, gelen rapor sonucunda sayacın açılıp kapandığı diskinde çizikler olduğu, sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini anlaşılmakla söz konusu rapor sonucuna göre abone davacıya kaçak kullanım tutanağı düzenlenmiştir. Dosya içerisinde bulunan kaçak elektrik tutanağında, davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir. Tutanak içeriği ile davacının kaçak elektrik kullandığı kesin bir biçimde saptandığından, davacının kaçak elekrtik kullanılmadığı yönündeki beyanına itibar edilemez. Öte yandan, davacı hakkında Edremit 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 08.01.2013 Tarih 2012/520 Esas - 2013/15 Karar sayılı ceza davasında, mahkemece yüklenen suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmadığından beraat kararı verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez. Bu nedenle mahkeme hükmünün gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın dava konusunda uzman kişiler arasından oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması konusunda bilimsel, somut verilere dayalı Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.