Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10852 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6862 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların mirasbırakanı olan ....’ın ölümü ile ardında birçok borç bıraktığını, bu nedenle müvekkilinin kendisinden talep edilen mirasbırakana ait borçları ödemek zorunda kaldığını iddia ederek; mirasbırakanın borçlarından kendisi ile birlikte sorumlu bulunan davalılar aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar; davanın reddini istemiş, bir kısım davalılar vekili ise davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece; mirasbırakanın borcu nedeniyle davacının ....İcra Müdürlüğünün 2001/809 sayılı takip dosyasına 3.200 TL, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2002/1120 sayılı takip dosyasına ise 849,64 TL ödediği, ancak takibe konu edilen ... 1. İcra Müdürlüğünün takip dosyasındaki senedin ise davacı tarafından düzenlendiği, buna göre kötüniyetli olduğu anlaşılan davacının ödediği 4.049,64 TL den davalıların miras paylarına düşen 2.900 TL yi talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafın icra inkar tazminatına, davacı tarafın ise kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, davalıların miras payları toplamı 26/32 olup mahkemece bu paya isabet eden bedel yerine eksik hesaplanan bedele hükmedilmesi doğru değildir.Bundan ayrı, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2002/1120 sayılı takip dosyasına konu borcun kaynağının davacı tarafından düzenlenmiş olan bono olduğu, ayrıca davacının icra dosyasına sunduğu 25.03.2002 tarihli mal beyanı dilekçesi ile borcun kendisine ait olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, bu alacak yönünden istemin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Ayrıca, hüküm fıkrasında taraflar lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücretlerinin de zuhulen diğer taraf lehine hükmedildiği anlaşılmaktadır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.