MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ.Taraflar arasında görülen ecrimisil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacılara ait taşınmaza davalı belediyenin park ve yol yapmak suretiyle el attığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için 9.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 08.04.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 64.815,40 TL'ye çıkarmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın gelir getirici bir taşınmaz olmadığını, davacıların taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilerek; 64.815,40 TL'nin tahakkuk dönemi sonu itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ecrimisil istemine ilişkindir. Ecrimisil, kötüniyetli şagilin ödemekle sorumlu bulunduğu tazminattır. Bu nedenle ecrimisil davaları haksız fiil benzeri davalar olup, ecrimisil miktarının en çoğu tam kar mahrumiyeti, en azı ise asgari kira bedelidir. Kira geliri üzerinden ecrimisilin belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parası emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak (taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak) rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil miktarı ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE(TEFE) artış oranının tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olamaz. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK'nun 279/2. maddesi hükmüne göre; bilirkişi raporu Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal değerlendirmesi yapılmamıştır. Gelir Vergisi Kanunu'nun 73. maddesindeki; "beyan edilen kira geliri, taşınmazın rayiç değerinin % 5'inden aşağı olamaz" hükmü gereğince taşınmazın değeri hesap edilmek suretiyle aylık getireceği ecrimisil bulunmuştur. Bu haliyle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. O halde mahkemece; mahallinde üç kişilik bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak, benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilerek (resen emsal araştırması yapmak ya da taraflardan emsal göstermeleri istenmek suretiyle) incelenmeli, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak, öncelikle dava konusu yerin ilk dönemde arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.