Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10820 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 9102 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, dava dilekçesinde davalının maddi destekte bulunmadığını belirterek, ortak çocuk ...için 1.000 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, duruşmaya gelmediği gibi cevapda vermemiştir.Mahkemece; ortak çocuk ...yararına 400 TL iştirak nafakası takdir edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda; mahkemece, tarafların ekonomik sosyal durumlarının, gelir ve giderlerinin araştırılmadığı, davacının ve tanığın beyanlarına dayanılarak hüküm oluşturulduğu anlaşılmaktadır.Yukarıda anılan ilkeler gereğince; tarafların gerçekleşen ekonomik sosyal durumlarının, gelir ve giderlerinin, taşınmaz, araç banka hesabı sahibi olup olmadıklarının ayrıntılı olarak araştırılması, gelen cevaplara göre iştirak nafakasının takdir edilmesi gerekir iken; bu şekilde ayrıntılı bir araştırma yapılmaksızın varsayıma dayalı bir bedelin iştirak nafakası olarak takdir edilmiş olması; TMK. 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.