Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10790 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6137 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı ... ile vek.Av.... geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı vek.Av.... geldi. Gelen vekillerin ve davalı ...'nın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için 24.06.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, malik olduğu taşınmazın kira paralarının davalı kardeşi tarafından tahsil edildiği ileri sürülerek 01.09.2007-01.08.2010 arası 41.050,00 TL kira asıl alacak ve 7.771,95 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için ....5. İcra Müdürlüğünün 2010/3679 sayılı ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsili istenilmiştir.Davalı tarafından kira paralarının alınması hususunda taraflar arasında şifai anlaşma bulunduğu, davacıya yapılan harcamalar karşılığı bir kısım kira paralarının alındığını ancak, kiraların büyük bir kısmının vekâlete dayalı olarak babaları tarafından kabul edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi savunulmuştur.Mahkemece, davacı ve davalı beyanları, tüm dosya kapsamı ile belirlenen 25.074,09 TL için davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, davalı tarafından tahsil edilen kira paralarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi isteminden ibarettir.Hal böyle olunca, dava konusu alacağa faiz tahakkuk ettirilebilmesi için davalının temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Tüm dosya kapsamına göre davalının ödeme emri tebliği ile haberdar olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemenin, 5.271,43 TL işlemiş faiz hesabı ve bu miktarın ödemelerden mahsubuna ilişkin hükmüne itibar edilmemiştir.O halde mahkemece yapılacak iş; takip tarihi itibariyle saptanan kira alacağı miktarından (26.500,00 TL) davalı tarafından yapıldığı sabit olan harcamalar (6.747,34 TL) mahsup edilmek suretiyle bakiyesinin takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar vermekten ibarettir.Bundan ayrı olarak ta; dava konusu alacak yapılan yargılama sonucu belirlenmiştir. Bu durumda likit bir alacaktan söz etmek mümkün değildir. Mahkemece, %40 icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.