MAHKEMESİ : POLATLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/01/2015NUMARASI : 2014/330-2015/15Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı elektrik dağıtım şirketinin müvekkili aleyhine elektrik borcuna istinaden icra takibi başlattığını, müvekkilinin ödeme emrine kısmi itiraz ettiğini ancak elektriğin kesilmemesi için kendisinden talep edilen paranın tamamı olan 33.671,00 TL'yi 15.12.2009 tarihinde icra dosyasına ödediğini belirterek; müvekkilinden fazla tahsil edilen 15.000,00 TL'nin, icra dosyasına ödeme tarihi olan 15.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari reoskont faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiş, 12.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 9.163,00 TL arttırarak 24.163,00 TL'nin davalıdan istirdatına karar verilmesini dilemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; hesaplamanın mevzuata uygun yapıldığını, herhangi bir hesaplama hatasının bulunmadığını, davacının takip miktarı kadar borçlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, 24.163,00 TL'nin ödeme tarihi olan 15.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dairemizin; 18.06.2014 tarih, 2014/1754 E.; 2014/9858 K. sayılı ilamıyla; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu ve davacının (borçlunun) ödeme emrine itiraz itiraz dilekçesindeki kısmi kabul beyanının bağlayıcı olduğu nazara alınmadan karar verildiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece; bozmaya uyulmuş, önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için elektrik mühendisi bilirkişilerden rapor alınmıştır. 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; davalı elektrik dağıtım şirketi tarafından tahakkuk ettirilmiş olan 17.513,50 TL tutarındaki fatura hariç diğer faturaların usulüne uygun olduğu, davalının davacıdan toplam 15.353,47 TL alacaklı olduğu, davacının icra dosyasına yatırdığı 33.671,00 TL'den 15.353,47 TL düşüldükten sonra davalıdan 18.317,53 TL geri talep etme hakkı olduğu bildirilmiştir. Bu rapor hükme esas alınımış, davacının ödeme emrine itiraz dilekçesindeki beyanının herhangi bir hesaba dayanmadığı, yuvarlama bir rakam olarak ifade edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 18.317,53 TL'nin ödeme tarihi olan 15.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; icra dosyasına ödenen paranın istirdatı istemine ilişkindir.Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacının hakkında başlatılan icra takibi dosyasına verdiği 04.11.2009 tarihli itiraz dilekçesinde "...takip konusu borcun 15.000.00 TL'sini yıllık %9 işlemiş faizi ile kabul ediyorum. Ancak benim borcum ödeme emrinde belirtildiği kadar olmadığından ana paranın 10.473.59 TL'sine, faiz oranına ve miktarına, 428.11 TL KDV'ye itiraz ediyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, bu beyanın bağlayıcı olduğunun Dairemizin bozma ilamında belirtildiği, bilirkişinin yapacağı hesaplamada kabul edilen bu miktarın gözönüne alınması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, buna rağmen mahkemece, davacının ödeme emrine itiraz dilekçesindeki kısmi kabul beyanının herhangi bir hesaba dayanmadığı, yuvarlama bir rakam olarak ifade edildiği gerekçesiyle dikkate alınmadığı, böylece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davacının, ödeme emrine itiraz dilekçesinde ifade ettiği kısmi kabul beyanı göz önünde bulundurularak, bilirkişi tarafından hesaplanan miktardan davacının borçlu olduğunu kabul ettiği miktar düşülmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.