Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10764 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15182 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KAĞIZMAN ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 18/03/2014NUMARASI : 2013/145-2014/54Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, babası adına kayıtlı arsaya babasının rızası ve muvafakatiyle ev yaptığını, 10.05.2013 tarihinde müvekkilinin evi ile şebeke direği arasındaki kablonun yanması sonucu yangın çıktığını, yangında, müvekkilinin evde bulunan eşyaları ile evinin kapı, pencere ve çatısının yandığını, müvekkilinin uğradığı zararın tespit dosyasıyla belirlendiğini, davalı tarafın yasal süresi içinde tespit raporlarına itiraz etmediğini belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup, 10.000,00 TL maddi tazminatın olayın meydana geldiği 10.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03.02.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 20.364,00 TL'ye çıkarmıştır.Davalı vekili dilekçesinde; tespit bilirkişi raporlarına süresi içinde itiraz ettiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yanan eşyaların bedeli olarak tespit edilen 6.806,25 TL tazminatın yangın tarihi olan 10.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, taşınmazın tapu kaydının davacıya ait olmadığı, evin davacı tarafından yapıldığının ispat edilmediği gerekçesiyle yanan eve ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.Davacı vekilinin kabul gören temyiz itirazına gelince;Dava, yangın nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.Maddi zarar; malvarlığında meydana gelen azalmayı ifade eder. Bu eksilme, malvarlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durumla bu eylem olmasaydı mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Tazminatın amacı bu farkın giderilmesine yöneliktir. Zarar gören, haksız fiil nedeniyle uğradığı zararın tazminini haksız fiil sorumlularından talep edebilir.Zarar gören, zilyet ise oda haksız fiil nedeniyle uğradığı zararı haksız fiil sorumlularından isteme hakkına haizdir. Zira; zilyetlik hukuk tarafından korunan eylemli bir durumdur. Bir hakka dayanmasına gerek yoktur. Zilyet, zilyet olduğu şeyin malikine aynen teslim ile yükümlüdür. Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. (TMK 973) Taşınırın zilyedi onun maliki sayılır. (TMK m. 985) Bir şeye malik sıfatıyla zilyet olan asli zilyettir. Somut olayda; yanan evin üzerinde bulunduğu taşınmazda, davacının babasının 19/200 hissesi bulunmaktadır. Tapu kayıtlarında, taşınmaz kerpiç ev ve bahçe olarak görülmektedir. Kerpiç evde davacının babası oturmaktadır. Yanan ev ise tapuda kayıtlı değildir. Davacı dava konusu evde oturmaktadır ve evin zilyedidir.Bu çerçevede her ne kadar davacının yanan evin maliki olmadığı, evi yaptırdığını ispat edemediği gerekçesiyle, davacının eve yönelik tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, davacının evin zilyedi olduğu ve zilyet vasfıyla, evde yangın nedeniyle meydana zararın tazminini haksız fiil failinden isteme hakkına haiz olduğu gözden kaçırılarak karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davacının, yanan eve ilişkin tazminat istemi hususunda tüm delilleri toplanarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçeyle talebin reddi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.