Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10734 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16796 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2014NUMARASI : 2013/274-2014/260Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı kardeşinin 21.02.2013 günü .... plaka sayılı araçla seyir halinde iken dava dışı M.. U..'un yönetiminde bulunan ve davalı Ö... Tur Oto Gıda İnş San ve Tic Ltd Şti'ye ait bulunan araca çarparak yaralamalı trafik kazası meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, olaydan dolayı üzülen müvekkilinin yaralı ve yaralının ailesiyle ilgilendiğini, mümkün olduğunca her türlü ihtiyaçlarında yanlarında olmaya çalıştığını, kazadan sonra yaralı ve ailesiyle görüşen müvekkiline, kazada hasarlanan ve mülkiyeti davalıya ait bulunan aracın kasko sigortasının olmadığı, bu durumun mağduriyete sebep verdiği, bu mağduriyetin giderilmesi gerektiğinin söylendiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı adına kayıtlı bulunan aracı, hasarlı haliyle teslim almak üzere aracın hasarsız bedelini ödemeyi kabul ettiğini, araç sahibi olan davalının yetkilisiyle anlaşan müvekilinin aracın bedeli olduğu söylenilen 40.000TL yi diğer davalı Ö.. U..'un banka hesabına gönderdiğini, gönderilen para dekontunun açıklama kısmında da aracın satın alma bedeli olarak yazıldığını, geçen süre içerisinde aracın müvekkiline teslim edilmediğini, bütün iyi niyetiyle kazada meydana gelen mağduriyeti giderdiğini düşünen müvekkilinin, bir süre sonra aracın aslında kasko sigortasının olduğunu, davalıların kasko bedeli olarak 25.000TL ödeme aldıklarını ve bu ödeme sebebiyle ödemeyi yapan sigorta şirketinin bu tutarı rücuen talep ettiğini öğrendiğini, müvekkilinin bu bedeli de sigorta şirketine ödediğin, bu durum üzerine davalı tarafla görüşüp anlaşarak bir çözüm üretmeye çabalayan müvekkilinin çabalarının herhangi bir neticeye ulaşamadığını, ileri sürerek ödediği 40.000TL' nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili dilekçesinde; ödenen bedelin, maddi zararlarının karşılanması kapsamında ahlaki bir ödev gereği verildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; Davanın kabulüne ve toplam 40.000,00-TL nin 15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.(BK.m.101/1, TBK.m.117/1)Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre, borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.Somut olayda, davacı dava tarihinden evvel, davalı tarafı temerrüde düşürecek bir ihtarda bulunmamıştır. Davacı tarafından davalıya gönderilmiş ihbar ya da ihtar bulunmadığına göre temerrüt olgusu dava tarihinden önce gerçekleşmemiş olup, faize dava tarihinden itibaren karar verilmesi gerekmektedir.Bundan ayrı, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunmaması ve dava konusu olayın ticari bir satımdan kaynaklanmamasına göre, hükmedilen bedele yasal faiz uygulanması gerekirken, yazılı şekilde ticari faiz uygulanmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Ne var ki; anılan bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalılar vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının bir nolu bendinde yer alan ''...15/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile...'' sözlerinin çıkartılarak yerine ''...dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile'' sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 2.049.30 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.