Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10722 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7362 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : AKŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2014NUMARASI : 2014/109-2014/231Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; davalı ile 1991 yılında evlendiğini, davalı tarafından Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/856 esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini; 23/02/2012 tarihli ara kararı ile kendisi ve iki çocuğu adına tedbir nafakasına hükmedildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini; davalı ile ayrı olduklarını, davalının başka bir bayanla birlikte yaşadığını; müşterek çocukları A... F... ile R...'nın yanında kaldığını, ev hanımı olduğunu, gelirinin bulunmadığını belirterek; kendisi adına dava tarihinden geçerli olmak kaydıyla 3.000,00 TL, müşterek çocuk A... F... adına 2.500,00 TL toplamda 5.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı duruşmadaki beyanında; çocuklarına ve eşine para gönderdiğini, davacının kendine ait evde oturduğunu, kirada oturduğunu, evden geçimsizlik nedeniyle ayrıldığını; önce Bolu'ya tayin istediğini, Bolu'ya gittikten sonra davacının gelmediğini, gelmeyince boşanma davası açtığını savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamadığı, davalı babanın müşterek çocuğa bakma yükmlülüğü bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı F.. K.. adına tedbir nafakasının yerinde görülmediğinden reddine, müşterek çocuk A.. F... adına dava tarihinden itibaren aylık 900,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Davacının tedbir nafakasına ilişkin kabul edilen temyiz itirazlarına gelince;4721 sayılı MK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.Aynı yasanın, 197.maddesine göre de; Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetime ilişkin önlemleri alır.Davada; davacı için, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak, tedbir nafakası istenmektedir. Buna göre, davacının ayrı yaşamada, haklı olup olmadığının araştırılması ve “ayrı yaşamada haklılık” olgusunun kanıtlanması gerekir. Davalı, tarafından açılan Akşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/856 esas 2012/463 karar sayılı boşanma davası "şiddetli geçimsizlik olgusunun ve ortak hayatın sürdürülmesinin kendilerinden beklenilmeyecek şekilde temelinden sarsılmış olduğunun ispat edilemediği ve davalı kadının subut bulan herhangi bir kusurunun bulunmadığı..." gerekçesi ile reddedildiği ve 08/07/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı koca tarafından, boşanma davası açılmakla, davacı kadın ayrı yaşama hakkını kazanır. Boşanma davasının reddedilmesinden sonra, davalı kocanın birlikte yaşama konusunda girişimde bulunmadığı sürece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunun kabulü zorunludur.Dosyanın incelenmesinde; tanık olarak dinlenen müşterek çocukların beyanına göre; en son tartışmalarından sonra davalının Bolu'ya tayinini isteyerek gittiği, Bolu'ya gittiğinden itibaren ayrı yaşadıkları, açılan boşanma davasının reddedildiği, tarafların, davalı tarafından açılan boşanma davasının reddedilmesinden sonra da bir araya gelmedikleri anlaşıldığından; davacı ayrı yaşamakta haklıdır. O halde; ayrı yaşamada haklı olan davacı lehine hakkaniyete uygun bir miktar tedbir nafakasına hükmolunması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.