MAHKEMESİ : ANKARA 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 02/04/2014NUMARASI : 2012/1330-2014/510Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; dava tarihinde evli olan taraflardan davalı kocanın, 18.09.2012 tarihinde evi terk ettiğini, giderken, düğün günü davalının kızkardeşinin kasasına konulan ziynet eşyalarını ve davacının tek taş yüzüğünü de elinden zorla çıkararak götürdüğünü; davacı kadına'senin ailen taktı' diyerek 7 adet bileziği bıraktığını belirterek; 22 ayar 170 gram kolye, bilezik, küpeden oluşan set, 14 ayar 30 gram kolye, bilezik, küpeden oluşan set, 9 adet 12'şer gram 22 ayar altın bilezik, 1 adet 14 ayar 25 gram kelepçe bilezik, 1 adet 20 gram 14 ayar altın künye, 1,01 krat 18 ayar altın tek taş pırlanta, 115 adet küçük cumhuriyet altınının aynen iadesi; mümkün olmadığı takdirde, fazlaya ilişkin hak saklı tutularak, 1.000TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, düğün esnasında takılan takıların güvenlik nedeniyle görümcesinin kasasına bıraktığı iddiası ile, ziynet eşyalarından 7 adet bileziğin davalının evi terk ederken davacıya bırakarak diğerlerini yanında götürdüğü ifadesinin çeliştiğini; ziynet eşyalarının evde bulunduğunu, aksini ispat külfetinin davacıda olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; 1 adet 22 ayar set mevcut ise aynen değil ise bedeli olan 13.034 TL nin, 1 adet 14 ayar set mevcut ise aynen değil ise bedeli olan 1.700 TL nin, 9 adet 22 ayar bilezik mevcut ise aynen değil ise bedeli olan 8.379 TL nin, 1 adet 14 ayar künye mevcut ise aynen değil ise bedeli olan 8.730TL nin,76 adet küçük altın mevcut ise aynen değil ise toplam bedelleri olan 12.388 TL nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri süresi içerisinde temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığında bedelinin tahsiline ilişkindir.6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinin 1.fıkrasında (HUMK.74 m.); “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez.Somut olayda, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan CD raporunda tespit edilen ziynet eşyalarının bir kısmının davadışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Kuyumcu bilirkişi tarafından ise, 100 gram 22 ayar set 9.310TL, 1 adet 35gram 14 ayar set 2.037TL, 14 adet 140 gram 22 ayar bilezik 13.034TL, 14 ayar 40 gram 2 adet kilitli bilezik 2.328TL, 3 adet 45 gram 14 ayar altın künye 2.619TL, tek taş pırlanta 6.000TL, 113 adet çeyrek altın 18.419TL olarak hesaplanmıştır. Mahkemece, davacı tarafça talep olunan 14 ayar 1 adet altın künyenin 20 gram olarak talep edildiği, kuyumcu bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise, 3 adet 45 gram altın künyenin kıymeti 2.619TL olarak hesaplandığı halde mahkemece 1 adet altın künye bedeli olarak 8.730TL kabul edilmiş olup, talepten fazlasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Öte yandan; bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re’sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar. Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkemede, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler. Bir hüküm, ne kadar haklı olursa olsun, gerekçesiz ise tarafları doyurmaz. Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK.nun 297. (Mülga HUMK.nun 388.) maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine HMK.nun 27. maddesinin (HUMK.nun 73.m) 2. bendi “c” bölümünde de hukuki dinlenilme hakkının “Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini” de içerdiği açıklanarak bu husus vurgulanmıştır.Mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukuki ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.Somut olayda ise, davacı talepleri arasında tek taş pırlanta yüzüğün de bulunduğu halde mahkemece gerekçesi belirtilmeksizin, hükümde fazlaya ilişkin talebin reddi ile bu ziynet eşyası yönünden davanın red edildiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece; altın künye yönünden talepten fazlaya hükmedilmiş olması; tek taş pırlanta yüzüğe dair ise, hükmün gerekçe içermemesi yönlerinden, isabetli görülmemiş, bu hususlar bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.