MAHKEMESİ : AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2013NUMARASI : 2012/243-2013/706Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.11.1973 tarihli harici sözleşme ile davalılardan davaya konu 282 nolu parseli satın aldığını, taşınmazın üzerindeki ev, ahır ve bahçeyle birlikte müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin satış bedelini ödediğini, daha sonra davalıların taşınmazı dava dışı 3. kişiye sattığını, satın alan kişinin müvekkilinden taşınmazı tahliye etmesini istemesi üzerine müvekkilinin satıştan haberdar olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup; 7.500,00TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 21.12.2005 tarihli ıslah dilekçesiyle de talebini 15.136,83 TL'ye yükseltmiştir.Davalılar cevap dilekçelerinde; davaya konu taşınmazı murislerinin davacıya satıp satmadığı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, muris A.. K.. A..'ın 02.06.1969 tarihinde vefat ettiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu taşınmazı uzun zamandan bu yana kullanan davacının kendilerine her hangi bir bedel ödemediğini, taşınmazı dava dışı 3.kişiye satmadan önce davacıya bu taşınmazı satın alıp alamayacağını sorduklarını, davacının satın almayacağını söylemesi üzerine taşınmazı başkasına sattıklarını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü cihetine gidilerek, ıslah dilekçesi nazara alınmak suretiyle 15.136,83 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz etmiştir.Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 20.02.2012 tarihli ilamıyla bir kısım davalıların murislerinin senetteki imzasının sahte olduğunu ileri sürdüklerini, sahteciliği ileri sürülen imzanın A.. A.. ’a ait olup olmadığı üzerinde durularak, belge asılları ve imza örnekleri getirtilerek, imza incelemesi yapılması gerektiği, bozma nedenine göre sair itirazlarının incelenmesine gerek olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.B ozma ilamına uyan mahkemece; imza incelemesi yaptırılmış sahteliği ileri sürülen imzanın A.. A.. 'a ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş, 15.136,83 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; harici senet ile satın alınmış taşınmazın tapuda devrinin yapılmaması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 02.11.1973 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesini satıcı olarak imzalayan A.. A.. 'ın 30.06.2001 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak; Hatice, Meltem, Kadir ve Ertan'ın kaldığı, bu kişilerin davalı olarak davada yer aldığı, satıcı olarak sözleşmeye imza atan A.. A..'ın sağ olduğu ve davada davalı olarak gösteriliği, ancak, sözleşmenin arka sayfasında sözleşme bedelinin bir kısmını davacıdan aldığı belirtilen satıcı D.. A..'ın 03.02.1979 yılında öldüğü, geride mirasçı olarak; çocukları Abdil, Ayşe, Ali, Hüseyin ve kendisinden sonra ölen oğlu A.. A.. 'ın mirasçılarının kaldığı, D.. mirasçılarından Ayşe, Ali ve Hüseyin'in davada davalı olarak yer almadıkları anlaşılmıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması gerekir.Hal böyle olunca mahkemece; D.. A.. 'ın veraset ilamını ibraz etmesi için davacıya süre verilmesi, belirlenen tüm mirasçılarına davetiye gönderilerek davaya iştiraklerinin sağlanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra davaya devam edilip hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf ehliyetinin dava şartlarından olduğu, bu nedenle mahkemece resen gözönünde tutulması gerektiği gözardı edilerek yukarıda anılan eksikler tamamlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.