MAHKEMESİ : SOMA 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 26/02/2014NUMARASI : 2013/220-2014/73Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz olduğunu belirtecek 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; en son 2010 yılında artım yapıldığı değerlendirilerek, yaklaşık ÜFE oranında artım yoluna gidildiği, kişilerin maddi durumları yettiği ölçüde tasarrufta bulundukları, özel okulun lüks harcama olduğu, davalının yeniden evlenip bir bir çocuğu olduğu, gelir-gider dengesi gözetilerek hüküm kurulduğu ve davalının her yıl açılan nafaka davasının masraflarının olumsuzluğunu gidermek adına her yıl TÜFE oranında artış isteğinin de mahkemece uygun bulunduğu gerekçe gösterilerek 300 TL iştirak nafakasının 360 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl enflasyon oranında artırılmasına hükmedilmiştir.Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.Türk Medeni Kanunu'nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK.nun 329/1.maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK.nun 330/1.maddesi)TMK.nun 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Somut olayda; ortak çocuğun 2005 doğumlu olduğu; annenin ev hanımı olup, geçimini babasının sağladığı, babanın lastik işçisi olduğu, 2500 TL maaş ve yılda 4 kez 750 TL ikramiye aldığı, 500 TL kira ödediği, eşi ve bir çocuğuyla yaşadığı tesbit edilmiştir.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun eğitim durumu, yaşı ve ihtiyaçlarının artması, iştirak nafakasına hükmedildiği tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen 3 yıllık süre nazara alındığında, mahkemece (ÜFE artış oranının dahi altında kalacak şekilde) takdir edilen nafaka miktarı azdır.Hal böyle olunca mahkemece, TMK'nun 4.maddesi de dikkate alınarak, daha yüksek oranda bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak; yıllık nafaka artışına ilişkin olarak; yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre, nafakanın TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artışına hükmedilmek ve artırım başlangıç tarihi belirtilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt olacak şekilde "her yıl enflasyon oranında" artırılmasına hükmedilmesi de doğru değildir.Ayrıca; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9/2.maddesi gereğince nafaka davalarında reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözardı edilerek, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.