Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1060 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18370 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 46. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2013NUMARASI : 2010/417-2013/153 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalı Vek.Av.N.. E.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davacı Vek.Av.M... K.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında düzenlenen 09.04.2007 tarihli sözleşme gereğince haksız ödenen 392.520 TL'nın 01.10.2008 tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile 392.520 TL alacağın, kısa kararda 01.10.2008 tarihinden itibaren, gerekçeli kararda ise 01.09.2010 tarihinden itibaren değişen oranda reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Bu durum kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkiyi oluşturmaktadır. HMK.'nun 297/2. (HUMK.nun 388/son) maddesi gereğince, "Taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir" hükmüne göre kısa karar ile gerekçeli karar arasında şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, mahkemece; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.