MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2012/135-2013/404Taraflar arasında görülen Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; Zonguldak Valiliği Bilim Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığının 2012/284 sayılı ve 02/04/2012 tarihli kararının haksız ve hukukî dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yapılan bir hizmet karşılığı olmayan kayıp-kaçak adı altında alınan bir bedelin dürüst tüketiciye yansıtılmasının mümkün olmadığını, davanın haksız olduğunu belirterek, reddine karar verilmesini istemiştir.Mahalli Mahkemece; EPDK'nun kanunlardan kaynaklanan yetkisi içinde elektrik faturalarından tahsili gereken kalemleri belirlediğini ve davacının söz konusu düzenlemeye karşı işlem yapmasının söz konusu olamayacağını, kayıp-kaçak bedelinin enerji nakli sırasında zayi olan enerjiye ait kayıp ve kaçak elektrik nakil bedeli olup davacı tarafından fatura kapsamında tüketicilerden tahsil edilerek tesislerin ıslahı için ayrı bir fona aktarıldığını, tüm abonelere eşit uygulama yapıldığını ve abonelerden bu bedellerin tahsilinin gerektiğini, bu nedenle kayıp-kaçak bedeli alınması uygulamasının yerinde olduğunu belirterek, davanın kabulüne karar verilmiştir.Tüketici H.. H.. 03/01/2012 tarihli dilekçesi ile elektrik kullanımına ilişkin faturada; kaçak kullanım (kayıp-kaçak) bedeli adı altında alınan bedellerin iadesi için Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’ne başvurmuştur. Zonguldak Tüketici Sorunları Hakem Heyeti 02/04/2012 tarih 2012/284 sayılı kararı ile; kayıp kaçak bedeli adı altında dağıtım şirketi tarafından tüketiciye yansıtılan bedelin yasal olmadığı, tüketici aleyhine haksız şart olduğu ve diğer nedenlerle tüketiciden haksız yere tahsil edilen 62,67 TL nin satıcı/sağlayıcıdan alınarak tüketiciye iadesine karar vermiştir.Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davacı kurumun abonelerinden dolayısıyla da davalıdan kayıp-kaçak bedeli isteyip isteyemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davacının davalıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak bedelinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalıdan kayıp-kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.Davacı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketicilere ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları fâaliyetleri ve bu fâaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım ve müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.Bu maddede de anlatılmak istenilen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.Hem bu hâl, parasını her halükarda tahsil eden davacı Kurum’un çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davacı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki, elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.Bununla birlikte nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davacının kayıp-kaçak bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.